2 entry daha
  • canlı bir kitap. insanın kaptan mihalis'i okurken girit sokaklarında gezmesi, kale kapısından gün batımında geçmesi, köylerin kıştan bahara geçişini aynen yaşaması, denizin havasını ve yolların ıssızlığını hissetmesi bunun en büyük kanıtı. özgürlük adına insanların vazgeçtikleri, sevdikleri, nefret ettikleri, inandıkları ne varsa kazancakis'in ince ince nakşettiği bir kitap bu. halkın içinde arzuların, düşmanlıkların bambaşka renklerde birbirini nasıl tamamladığını görebiliyor okuyan. en güzeli de, bu kitabın olaylarla karakterlerin duygularını sımsıkı perçinleyen bir anlatımının olması. bu sayede kitabın sürükleyiciliği olması gerekenden fazla, hele okurun kitabı bir seferde okuma imkanı yoksa, "nerde kalmıştık" hissini uyandırmıyor kesinlikle, öyle de yer ediyor akılda.
    kitabın diğer adı "ya özgürlük ya ölüm" anlam açısından kitaptaki karakterlerin bireysel ya da birbirleriyle savaşımını açıklar nitelikte. kazancakis onları olduğu gibi, başkalarının hislerine gereksinim duymadan yerleştirmiş sahnesine, bu yalınlık da kitabın canlılığına büyük katkıda bulunuyor. onun ya da bunun değil, girit'in ne istediği önemli onlara göre; girit'in ruhunun özgürlüğü o insanların yüce ruhlarından kıymetli. ve bu arzuları da kitabın başından sonuna dek, hatta hayallerin ulaşabildiği sonralarda da diri kalıyor.
    naçizane bir tavsiye olarak da, kitabın yarattığı atmosfere iyice tutunmak için, kaptan mihalis oyunlaştırıldığında manos hatzidakis'in 1966'da oyun için bestelediği güzelim şarkıları dinlemek yerinde oluyor.*
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap