3819 entry daha
  • sermayeye yaratabildiği tüm yükten feragat eden kişiye "birey" dendiği yeni dünya düzeninde, "evlilik köleliktir" gibi kişisel gelişim zırvalarının öne çıkmasına şaşırmadığımız tavsiye.

    almanya'nın eski başbakanı schmidt avrupa'yı avrupa yapan değerler bitti diyor. ve bu değerlerin başına da aileyi koyuyor. konuşulacak onca konu varken en başa aileyi koymasının bir sebebi var.

    yalçın küçük'ün dilimize kattığı bir söz var: tekeliyet.
    tekeliyette insanlar tek tiptir ve sürüdür. farklı düşünemezler. tepki ve eylem geliştiremezler. bu yüzden büyük sermayenin kölesi olmaktan başka bir durumları olmaz. ancak bir aileye mensup olursanız bununla mücadele edebilirsiniz. schmidt'in listenin başına aileyi koyma sebebi bu.

    tekeliyet dediğimiz evren, bir "büyük sermaye" projesidir. ve bu projede aşk, aile, millet gibi değerler bağlılık geliştirdiği için sürtünme yaratır. sermaye ise sürtünme istemez. çünkü kişinin, sermayenin istediği zamanda istediği yerde olabilmesi için bu değerlere bağlılık da olmamalıdır. bu sebeple bu değerlerin bir şekilde yok edilmesi gereklidir. sosyal medyada (özellikle türklerle) evlilik gerekli değildir yazılarından tutun da aşağılama yollu "anadolu irfanı" denmesine, ülkeye milyonlarca kaçkının doldurulmasına kadar gördüğünüz tüm olaylar sürtünmeyi azaltmak için yürütülen projelerdir. özellikle ülkeye aidiyeti zayıf olanlar bu projelerden etkilendiğini görürsünüz. (bu başlıkta örnekleri çok)

    ülkeye milyonlarca kaçkın dolduruldu ki insanlar, sermayenin istediği yerde olabilmek için, geri dönmemek üzere ailesinden ve ülkesinden ayrılabilsin. sermayenin istediği yerde olabilmek için geri dönmemek üzere çekip giden yüz binlerce insan... mükemmel bir projeydi. ukraynalılara savaşla yapılan, türklere milyonlarca kaçkın doldurularak yapıldı. batı, türkiye'nin adeta hasadını topladı.

    dünya üzerinde türklere hasredilebilecek tek bir ahlaksızlık (kamu malı çalma, çocuğa ve hayvana eziyet, hırsızlık, tecavüz, dolandırıcılık...) yokken içinde "türk" geçen her habere "anadolu irfanı" demek için zihnin prangalı olması gerekiyordu. bu başarıldı. sürtünme azaltıldı. ülkeye bağlılık zayıflatıldı. sırada aileye bağlılığın azaltılması vardı.

    son olarak bu durum kendi milletinin karşı cinsini aşağılamayı da beraberinde getirdi. projenin bir diğer ayağı da buydu. insanların pek çoğu kendi kültüründen insanlarla anlaşmaya meyilliyken yine kendi kültüründen insanlardan nefret eder hale gelmesi bunun bir proje olduğunun en güzel kanıtıydı.

    kendi milletinin karşı cinsini aşağılama çocuk istememeyi de beraberinde getirdi. çeşitli kanallarda "yalnız ve güçlü kadın" vurgusu, çocuksuzluğun özgürlük olduğu mesajı bu "çocuk istememe" halinin itici kuvvetini oluşturdu. insanları kesinlikle etkileyen bir kuvvet bu. zaten etkilemese dw gibi alman haber kanalları bunun belgeselini yayınlamaz. ortada çocuk istememeye yöneltme amaçlı bir propaganda var.

    peki niye var bu propaganda?

    çünkü sermaye birine ve bir yere bağlı kalmanızı, aile kurmanızı, aşık olmanızı, ona muhtaç kalmadan yaşamanızı, işten ayrıldığınızda arkanızda sapasağlam duracak bir ailenizin olmasını istemiyor. bu platformlarda kadın-erkek ilişkilerine dair okuduğunuz her olumsuz tavır, büyük sermayenin propagandasının bir ürünü. üstelik yazanlar buna alet olduklarının farkında değiller. onlar da sürüden çünkü.

    artık duygu yok. aşk denilen bir elektriklenme yok. emek vermeniz, bir yere ve birine kök salmanız istenmiyor. 40 yaşına gelip aile kuramayan, onun bunun koynunda sürünen insanlar görme sebebiniz bu. emek vermeden bir "kafeden" birini ayarlayıp çıkanları görme sebebiniz bu. "neden çaba harcayayım ki :)" diyenleri görme sebebiniz bu.

    ailem var/sevgilim var ve onu bırakmak istemiyorum. gerekirse hamallık yaparım yine de istanbul'a/almanya'ya çalışmak için göçmem" diyemeyin diye bu bağlar zayıflatılmaya çalışılıyor... aileye, anneye, babaya, evliliğe, eşe, çocuğa, memlekete, ulus bilincine nefret tohumları ekilmeye çalışılıyor.

    büyük sermayenin insanları kereste işler gibi işlediğini görüyorsunuz. daha da göreceksiniz. çünkü duygu yok artık. sadece geçici hevesler var. bağlanma sorunu yaşamak var. biriyle aynı yatakta uyuyamamak var. aileyle tanışmak gibi "gereksiz" detaylar var, evliliğin ve çocuğun gereksizliği var... eş yok. sevgili yok. partner var...

    günümüzde aşkın ölümü bile "eğreti" insan hedefleyen düzenin sonucudur. sermaye bir yere ağaç gibi kök salmanızı istemiyor. ona lazım olduğunuz yerde ve zamanda belirmenizi istiyor. dolayısıyla "yeni insan" yaşadığı her yerde eğretidir. onun için artık tüm aşklar "yaz aşkı"dır.
563 entry daha
hesabın var mı? giriş yap