3 entry daha
  • beli bükük, zarif bir soru işaretidir jibeuro. "gösterebileceğini asla söyletme" şeklinde ifade edilen sinema kuralının ne kadar yerinde bir uyarı taşıdığının en mükemmel kanıtlarından biridir.

    bir film neden çekilir, bir kitap neden yazılır, bir resim neden yapılır? sanat niye vardır? bu ve benzeri sorular, yanıtın kendisini temel alması gereken paradigmayı varsaymak suretiyle anlamlı birer soru haline gelmişlerdir. bu anlamlı sorulara maruz kalanların cevabı içine yerleştirdikleri temel paradigma çoğu zaman bir "mesaj" kutusunu çerçevelemekten öteye gidemez. jibeuro'nun büyüklüğü bu sınırlar içerisinde tanımlanmaya gösterdiği sessiz dirençte yatmaktadır.

    ahlak üzerinedir jibeuro. ama "olması gereken" ile haşır neşir olmaktan ziyade ahlaki yaşamın ne-liğine, yani ontolojisine yönelik duyarlı bir sorgulama karakteri arzetmektedir. bu sorgulamayı ise etik teorilerin kullandıkları temel bileşen ve varsayımları eleyerek, oyun dışı bırakarak gerçekleştirir.

    diğer tüm teoriler gibi etik teoriler de nesnelerine soru yöneltebilmek için bir takım kökensel kavram ve bakış açılarına yaslanmak zorundadırlar. ne de olsa varsayımsız soru bile sorulamaz. ama unutulmamalıdır ki elimizdeki nazari bir metin değil, bir sanat eseridir; bir filmdir. her ikisi de hakikat iddiasında olan sanat eseri ve teoriyi ayırdeden en önemli unsurlardan biri, sanat eserinin teoriye göre daha kıvrak, daha esnek ve daha oyuncu olmasıdır. aklınıza gelen basit bir soru üzerine film çekebilirsiniz; ama bu soruyu hakikati örten sistematik metinsel dizgenin ara ya da ana aşamalarından biri haline getirmeden teori yapamazsınız. bu anlamda jibeuro haddini bilir, sorusunu sorar ve usulca sahneden çekilir. peki nedir bu soru?

    soru şudur: yetişkin, dilsel yetileri gelişkin, ve egosu bir o kadar şişkin olan bireyler temel alınmadan ahlaki ilişkinin nasıl mümkün olduğu üzerine bir teori üretildiği vaki değildir. ya biz size umutsuz, mutsuz, ve dilsiz bir ihtiyar kadın ile salak, bir o kadar da malak bir velet verir, bunlar arasında kurulması muhtemel ilişkinin olası alfabesini oluşturmanızı istersek?

    bol-konuşsal, anlaşımsal ve uzlaşımsal; bir o kadar da hesapsal ve argümansal konsensüs* rüyası üzerine oturtulmuş iletişimsel eylem kuramlarından nemalanan ahlak teorilerinin önüne konan; istememeye, vermeye, boyun eğmenin gücüne sarılı bir ahlaki soru. hani diyeceğim ki, sanki kol gibi bir boru.

    filmdeki büyükanne ile ilgili olarak:

    (bkz: dağ ninesi)

    (bkz: istemeyen insan)

    -------------------------------------------

    (bkz: kavramlara olan inancımı kaybettim sözlük)
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap