aynı isimde "berlin (dizi)" başlığı da var
150 entry daha
  • bir senemi, zamanımın çoğunu ev dışında geçirmek suretiyle gömdüğüm şehir. merkezinin karış karış her noktasını kah yürüyerek, kah s bahn- u bahn- tram- otobüs vasıtasıyla kepçelediğim kent. bu şehrin asla hayranı olmadım, ama nefret de etmedim. burada şehirle bağlantılı parçalarını ele alacak hayatımdan hep memnundum, ama asla "berlin aaabi, muhteşeeem" gibi bir hezeyanım olmadı. ama yine de. bilmiyorum, çok enteresan bir yerdir burası. düzen ve keşmekeş bir arada yaşar sanki.

    öncelikle göze çarpan bir biçimde yabancı nüfusunun göründüğü bir yerdir. şehir bir çiftlik gibidir bu bağlamda. 3.5 milyon nüfuslu şehirde 1 milyon civarı yabancı yaşıyor ve bu rakam, alman vatandaşı olan yabancı kökenlileri(dolayısıyla pek çok türk'ü de) içermiyor. bunları da katacak olursan 1.5 milyon civarı bir yabancı kökenli nüfusu var. her sezonda yüzbinlerle ölçülecek turistleri de kattığında hesaba, almanlar'dan da çok yabancıları görürsünüz belki de sağda solda, zira yabancı şehrin hayatının içindedir her an, yerlisi yabancısına göre nispeten daha evcildir, ortaya çok çıkmaz. yabancı konsantrasyonu anlamında da bir bolluk sözkonusu burda. mesela istanbul'da da belki 1 milyona yakın yabancı var toplasan ama öylesi büyük bir şehirde ortalıklarda görünen konsantre bir nüfus değil bu.

    berlin almanya'nın en fakir kentidir. avrupa'nın doğu blokunu hesaba katmazsan en ucuz başkentidir, hatta en ucuz kentlerinden de biridir. öyle bir durum vardır ki burda, sanki batı almanya üretir, berlin hepsini yer. münih belediye başkanının biri vakt-i zamanında bir laf etmiştir, "berlin ist arm(fakir)" diye, anında ayarı yemiştir berlin belediye başkanından "berlin ist arm(fakir), aber sexy(ama seksi)" diye... kentin dört bir yanı muntazaman inşaat halindedir. yok efendim ulaşım hatlarının rayları yenilenir, binalar yıkılır yapılır, yer yer böyle bir şantiye havası hakimdir.

    biraz başkent olmaktan, biraz 90'larda birleşme sonrası yeni bir şehir kimliği kazanmadan, bu kadar çok yabancının varlığı nedeniyle kazanılmış, alman deyimiyle multi kulti havadan, bunların da yanısıra, hep sanayi vb. alanlarda ön plana çıkmış almanya'nın dahilinde dünya çapında var olan çeşitli akımların pratikte vücut bulmuş olduğu yeni bir kültürel çekim alanı, kültür merkezi haline gelmiş olmasından dolayı, sokağında, metrosunda vesairesinde her çeşit tipe rastlamak mümkündür. şehrin göbeğinde ateş yakıp köpeklerini beslemek için dilenen yırtık pırtık punkçıdan, gangsta rapper kıyafetleri içinde yarı almanca-yarı türkçe konuşan 3. jenerasyon türk gencine, alternatif/cool yabancı gençlere, metroda markette kendi kendine söylenen ve sağa sola çatan veya gülen deliden, yüksek miktarda şehirde bulunan ve alenen piyasada olan gay-lezbiyen tiplemeden, akşam dönerci-birahane karışımı bir yerde birasını yudumlarken sigarasını yakan ve parasızlıktan şikayet ederek komünizmi öven eski doğu almanya vatandaşına kadar aklına gelebilecek her tür abuk sabuk veya son derece normal tip mevcuttur.

    bunların yanında hayat fazlasıyla bireyseldir. herkes kendi işinde gücündedir. sokağa cıbıl cıbıl de çıksan, eşofmanla da çıksan, taksan takıştırsan da kimsenin umrunda olmazsın. ancak bu bireysellik, kimsenin karışmaması, birbiriyle ilgilenmemesi anlamında özgürleştirici bir avantajken, bir yandan da insanların fazlasıyla kopuk kopuk yaşamasının bir sebebidir. bireysellik, şehrin bir felsefesi gibidir ve şehirdeki almanlar da gerçek anlamda böyledir, bu bakımdan berlin'in türkler'i de köln vb. şehirleri örnek gösterip oradaki almanların yabancılara daha bir insan muamelesi yaptığını belirtirler, ki bu belki de berlin'de ortalama bir almanın yabancıya artık doymuşluğu nedeniyle oluşmuş bir reaksiyon da olabilir.

    öğrenci şehridir berlin herşeyin yanısıra. gerçek berlin üniversitesi olan ve sonrasında doğu'nun sınırlarında kalan humboldt universitat zu berlin, ikinci harp ve bölünmeden sonra batı'nın üniversitesi olarak kurulan freie universitat(hür üni.) ve technische universitat(teknik üni.) ile her biri en az 40.000 civarı öğrenciye sahip üç devasa üniversite, artı bir sanat üniversitesi ve onlarca fachhochschule adı verilen ancak türkiye'den farklı olarak 4 yıllık üniversite gibi eğitim vermekte bağımsız yüksekokullar ve çeşitli akademiler ve dil kursları, özel eğitim kuruluşları bulunur. buna ek olarak özellikle şehir merkezinde genç nüfusun fazlalığı, yabancılar vb. faktörler de eklenince, entellektüel, kimi zaman bitik, kimi zaman fazlasıyla serseri, nadiren de derin görünebilen bir genç nüfus gözlemleyebilirsiniz). ek olarak şehirde her çeşidinden 100 küsür müze, onlarca tiyatro, opera binası veya açık hava gösteri alanı bulunur, ki şehrin kültürel kimliğini anlatmakta etkilidir.

    şehrin dört bir yanında sokak başı 1 restoran ve 1 bar düşer. pek çok şehirde görüldüğü üzere merkezi bir gezi veya eğlence alanı nadir olarak görülür. semt semt, sokak sokak dağılmıştır mekanlar. semtine göre değişiklik göstermekle beraber yer yer bazı caddeler ve meydanlarda hareket daha yoğun olsa da çok devasa ölçütlerde bir (örnek olarak)taksim bölgesi gibi herşeyin toplandığı bir yer yoktur. örneğin aynı bölgede hem alışveriş yapıp hem bira içmeye gitmen pek alışıldık birşey değildir.

    bunun yanısıra berlin hikayeler şehridir. artık varlığı sona ermiş bir takım şeylerin, yahut yıkılmış yok olmuş mekanların ve bunlarla ilişkilendirilen zamanların ve insanların hikayeleri yıllar geçip gitse de halen döner(ki daha da dönecektir) ve şehre bu ününü kazandırmıştır. artık göremezsin onları, ama hikayelerini duyarsın. berlin bu nedenle de bir turistik çekim merkezi haline gelmiştir. örneğin basit bir turistik mantıkla berlin'in toplam ömrü, gece hayatını ve müzeleri işin içine katmazsan bir tam gündür. ama hikayeler dostum. mazi. bu şehir acılıdır,gördüğünde acısını hissedersin ve de dostum, evet, mazi kalplerde bir yaredir. hikaye mi istersin. burda ondan çok var. prusya döneminin taze şehri, alman imparatorluğunun görkemli başkenti berlin. ikinci büyük savaşta darmadağın edilip üzerinden geçilmiş berlin. ikiye bölünmüş berlin. rejimlerin, mentalitelerin ve siyasi teorilerin aynı şehirde çatışması. duvar, berlin duvarı. birleşme ve duvarın yıkılışı. berlin'in yeniden inşası. yabancıların şehre doluşu. her safha ayrı bir hikayedir berlin'de, pratikte izlerini dahi görmediğin şeylere ait olsa da.

    berlin ulaşım ağından bahsetmek gerekirse...size şöyle bir link vereyim, herşeyi açıklayacaktır.
    bu ufaltılmış hali, büyüğünü görüp de kafanız karışmasın. http://farm1.static.flickr.com/…5740_3bc3702e62.jpg
    tabi bu hatların önemli bir kısmının temeli eskiye dayanıyor, bir kısmı hatta 19. yüzyıla kadar gidiyor. şehri dört bir yandan yaran hatlar bunlar. tramvay doğu almanya'nın doğu berlin'e armağanı, bir kısmı da birleşmeden sonra inşa edilmiş. merkez bölge bir yana, en uzak banliyölere kadar gidiyor. 10 civarı yeraltı metro hattı, 10 civarı yer üstü metro(s-bahn, ama bizim cadde tramvayına benzemiyor pek, o nedenle yer üstü metro hattı demek lazım, ve ayrıca şehrin merkez olarak adlandırılan bölgesinin etrafında dönen ring hat dahi var) hattı, bunun yanında 10-15 tramvay hattı, bunun yanında ekspres lokal trenler var ve de hatların ulaşmadığı yere de otobüs gidiyor. haftasonu herşey sınırsız çalışırken haftaiçi gece 1-4 arası bu hatlar kapanıyor, ama bazı tramlar gece de çalışıyor ve gece otobüsü sistemi de var.hasta herifler yapmışlar yani. yalnız hatlarda çok fazla inşaat, yenileme vb. nedenlerle çalışma oluyor, aylarca sürüyor ve bazen fıtık olabiliyorsunuz bir yere giderken size denk geldiyse.

    dünya üzerinde belki de iki ayrı rejim tarafından yönetilen ve zorla ayrılmış tek şehir burası. yavaş yavaş inşaatlarla farkı kapatmaya çalışsalar da doğu ve batı berlin arasındaki farkları, kontrastları yakalamak pek zor sayılmaz. en basitinden ampelmann var. batı'da trafik lambaları standart bizdeki ve diğer pek çok ülkedeki gibiyken, doğuda kafası şapkalı kolları ikiye açık ampul adamlı trafik ışıkları var.

    berlin ayrıca grafittinin de şüphesiz bir numaralı merkezi. gençler şehirde boş buldukları ne kadar bina, tünel, duvar varsa boyuyorlar. bununla da yetinmiyorlar metroları da boyuyorlar. spreyi alan grafittici oluyor. tabi ki kimi zaman(hatta sıklıkla) çok orijinal sanatsal çalışmalar ve anlamlı mesajlar çıkabiliyor(örneğin erich honecker ve leonid brezhnev'in dudak dudağa öpüştüğü meşhur grafitti gibi)

    bunun yanında adamlar şehrin afedersiniz pezevenkliğini de müthiş yapıyorlar. ampelmann olsun, berlin duvarı olsun, daha nice "hikaye" devasa hediyelik dükkanlarda alıcılarına sunulan çeşitli eşyaların malzemesi olmuş durumda. en bariz örnek kutular içinde veya kartpostalın kenarına iliştirilmiş şekilde, kimi zaman "sertifikalı" olarak satılan berlin duvarı taşları. bu orijinal duvar taşı muhabbetini yememek lazım, zira almanlar'ın da kabul ettiğine göre, bunlar inşaattan toplanıp boyanan taşlar, duvar taşları 10 sene kadar önce çoktan tükendi dostum.

    berlin, almanya'da solun da kalesidir. şehrin batısının banliyöleri dışında hiçbir şekilde sağa oy çıkmaz burdan. bu gerek şehrin mental yapısı, yaşam tarzı ve yaşayan kitlesi gereği(hem yerli---öğrenciler, merkezdeki genç nüfus ve doğu almanya'nın hala sola yatkın nüfusu ve hem de yabancı) bir sonucudur. sol parti(die linke), yeşiller(die grünen/bündnis 90) ve sosyal demokratlar'ın(spd) mekanıdır buraları.
1984 entry daha
hesabın var mı? giriş yap