4 entry daha
  • kabus gibidir.

    çok beğendiğiniz kıza çıkma teklif etmişsiniz de , o da düşüneyim der ya , işte o bekleme dönemindeki mide kramplarının aynıcığını yaşatacak hadisedir.

    evvel zaman , türkiye de dağcılık ve doğa sporları malzemeleri kahır çektirecek fiyatlardan gidiyor , arkadaşlarla , yaptığım tetkikler neticesinde yurtdışı fiyatlarının pek bir cazip olduğunu göz önünde bulundurarak , amerikadan ayakkabı , ceket , buz kazması , güneş gözlüğü , ankraj çivisi , dinamik ip vs. ,
    fakir kör , gönül ister, fiyatlar buraya göre hayli düşük geldiğinden , akıllara ziyan büyüklükte siparişleri hazırlıyoruz.

    gümrük kanunu diyor ki , yurtdışından 100 euro mükabilinde malı , gümrük vergisine tabi olmaksızın çekebilirsiniz.

    fakat bir handikap var 100 euro mal alıyoruz , 50 euro kargo masrafı ödüyoruz , bu sebepten ekonomiklik yapmak hadisesiyle , sepet şişmeye başlıyor , ilk başta 100 euro ya sabitlenen sepet bir bakıyorsun 150 euro ya çıkmış.

    ilk siparişi veriyorum , kargo dahil fatura 160 euro tutuyor , hiç bir sorun yaşamaksızın kargo firması kapıma kadar teslim ediyor kolimi , tabii bizi alıyor mu bir heyecan , neticede burdan 60 euroya aldığım bir materyal bana 25 euroya filan mal oluyor , farklı bir model , tip olabilir ama işlev olarak , bir değişiklik barındırmıyor.zati genel de geçmiş sezon malları oldukça iyi fiyatlardan gidiyor , yeni çıkan bir malı daha ucuza alsanız bile 3-5 euro birşey kazançlı çıkarsınız o sebeple seri sonu mallara rağbet ediyoruz genellikle.

    ikinci sipariş geçiliyor ivedi olarak , paket yine 160 euro seviyelerinde , o da sorunsuz teslim olunca , büyük bir keşif yapmış mucidin sevinciyle siparişleri ardı sıra vermeye başlıyoruz.

    büyük bir heyecanla , bir arkadaşımla ortak bir sepet yapıp 3.siparişimizi geçiyoruz ,
    3. paketin gelmesini beklerken hayatımı kabusa çevirecek o ilk telefonu alıyorum , kargo firmasından bir yetkili , gümrük mevzuatındaki hadleri aştığım için gümrük vergisi ve gerekli harçları ödemem için , yeşilköydeki hava kargo gümrüğüne teşrif etmem gerektiğini söylüyor , tabii o siralar zul cahiliye bir vaziyette , gümrük mevzuatindan bi haber bizler koşa koşa gümrüğe gidiyoruz.

    ilk darbeyi hadleri sadece 15 euro kadar aşmış oldugumuzu öğrenmekle alıyoruz , ardından gümrük işlemleri için bir gümrükleme komisyoncusu bulmamız gerektiğini öğrenerek sol aparkatı da bu dakka yiyoruz.
    kargolama firması , bugünkü parayla 300 tl civarında bir ücret karşılığında bu hizmeti vereceğini söylüyor ki , zaten bizim aldığımız malların toplam değeri aşağı yukarı o kadar.

    ardından hava kargo da işlem yapan elemanlarla yaptığımız beyin fırtınası neticesinde , malın değeri cüzzi birşey olduğu için bu işlemleri kendimizin yapabileceğini beyan ediyorlar.

    ilk adım kargo firmasına gidip ordino alıyoruz , bir sayfa matbu için 120 tl bayılmakla girişiyoruz işlemlere ,
    ordinoyla beraber hava kargo ya gidiyoruz , lakin kişisel kullanım olduğuna dair bir mukavele doldurmamız gerektiğini söylüyorlar , bu form gümrükçüler odasınca basılıyormuş , o sırada yardımcı olmak isteyen bir eleman bizi birilerine yönlendiriyor , adamı buluyoruz , bir 50 tl de ona verdikten sonra , ordaki sorumlu müdürün karşısına çıkıyoruz , neyseki problem çıkartmadan adamı malların kişisel kullanım için geldiğine dair ikna edip onayını alıyoruz , ardından damga vergisi vs. bir 50 tl daha ödüyoruz.

    saat 5 sularında yeşilköyden , kargo firmasının olduğu topkapı ambarlarına dönüyoruz , henüz doldurulacak ne kadar çilemiz kaldığından habersiz....

    kargo firmasının içinde görev yapan , muayene memurunun yanına gönderiliyoruz , elimizdeki faturalarla durumu izah ettikten sonra , tarifeye göre ne kadar vergi ödeyeceğimiz ortaya çıkıyor , yamulmuyorsam fatura bedelinin %20 si kadar da bir vergi ödenmesi gerekiyormuş ama bunun için hava kargonun veznesine geri dönmemiz gerekiyor , fakat mesai saati geçmiş , geçmiş olsun diyip çıkıyoruz.

    ertesi sabah tekrar havalimanına gidip bir 30-40 euro vergimizi vezneye ödeyip dekontları alıyoruz , tekrar gerisin geri topkapı ambarına dönüş , muayene memuru evrakları inceliyor , yandaki odaya götürüp onaylatın diyor , memur evrakları kaşeliyor ve bize ardiye ödememiz için , kargo firmasının veznesine gönderiyor , mal evvelsi gün geldiği halde iki günlük 30-40 euro bir ardiye ücretini buraya gömdükten sonra , depodan kolimizi teslim alıyoruz.

    son söz :
    yaptığım maliyet hesabına göre türkiye satış fiyatlarının üzerinde para harcayarak , mallarda çıkacak özürlere karşı hiç bir garanti olmaksızın , ve hatta siparişi verdiğiniz firmanın başka birinin siparişini bizimki diye gondermesi , dünya beden standartları bizimkine göre çok farklı olduğundan , 42 numara ayakkabı 45 gibi çıkabiliyor , m beden bir gömlek xl a denk gelebiliyor , bütün bu problematikleri göz ardı ederek giriştiğim bu bilinçsiz alışverişi bir daha yapmamak adına binlerce tövbe ederek , binbir pişmanlıkla noktayı koyuyoruz.
63 entry daha
hesabın var mı? giriş yap