3 entry daha
  • çocukluk anılarımın büyük bi kısmına sahip olan güzel okulum.akşam 6 gibi bittiği için eve gelince bişi yapmaya pek vakit kalmaz ödev yapıp uyurduk hemen.sadece cuma günleri erken biterdi. 3. sınıfa kadar bütün okulları akşama kadar zannederdim.öğlenci-sabahçı nedir bilmezdim ben.beslenme saatinde beslenme bohçalarımızdan(bunları birinin annesi dikmişti) peçetelerimizi(bunlarıda aynı anne dikmişti 64 kişiye üşenmeden-koyu yeşil üstüne beyaz yoncalar,kenarda bordo iple isim sınıf no işlenmiş) çıkartır,sabun kutularımızı köşesine koyup sererdik sıraya.bu beslenme saati denilen saatlerde poaçalar,kurabiyeler,kırmızı kapaklı şişe sütler,yeşil kapaklı ayranlar gelirdi.en çok keki severdim.
    dikdörtgen üstü sütlü kahve altı sarı olurdu.kocaman bi tepsiyle gelirdi.2 kişi tüm sınıfa daıtır,dipte kalan parçalarıda sıyırıp yerlerdi.
    öğle yemeği sırası olurdu.yemekaneye önce girenler minik dilimlenmş ekmek üstüne limon karabiber sıkarak tüketir sonra doydukları için yemek yiemez ilgili kişiden azar işitirdi.annem yıllardır yapar ama orda yediğim havuç kızarmasının tadı gibi olmadı hiç.öğle tenefüslerinde flüt,mandolin,melodika,org... dersleri koro çalışmaları olurdu konferans salonunda.hergün hepsini taşırdım yanımda.orglarla mandolinler dolapların üstünde dururdu.her gün birinin bişei büyük bi gürültüyle düşer bozulur kırılır,biri mutlaka ağlardı.
28 entry daha
hesabın var mı? giriş yap