201 entry daha
  • dikkat: aşağıda yazılanlar filmi izlememiş ve izlemeye niyetli gürüh açısından tatsız sonuçlar doğurabilecek bilgiler içermektedir!

    himalayalar'ın doruklarına yükselecek bir su baskını için dünyada bulunan su miktarının üç katı gerekir (linkteki belgeselin 10:30 ve sonrası).

    bir güneş fırtınası yaşanması durumunda elektrik şebekelerine milyonlarca watt'lık yüklenme olması gerekir. bu da birçok ülkede şebekenin tamamen erimesi anlamına geliyor. gerçekleşeceği söylenen fırtınayla tv, radyo yayınlarının tamamen kesilmesi, elektrik sistemi tamamen devre dışı kalması, cep telefon şebekelerinin çökmesi ve gps sisteminin çalışmaması gerekirdi. filmde tüm dünyayı tsunamiler sararken bile hindistan'dan himalaya'lara abd üzerinden çalışan bir cep telefonu şebekesi mevcut.

    yer kabuğunda majör değişiklikler olur ve dünyanın ekseni kayarken sasha adlı dahi bir pilot abd'den çin'e uçabiliyor. bütün navigasyon sistemlerinin çöktüğü ve artık dünyanın manyetik kutbunun bilinen kuzeyde bile olmadığı varsayılırsa sasha yolunu nasıl buluyor?

    bir süper volkan patlaması yaşanıyor ve bundan sadece birkaç mil ötede bulunanlar bunun ısısından etkilenmiyorlar. dahası yayılan toz bulutu binlerce mil öteye saatler içinde ulaşabiliyorken nedense en yakınındaki bir uçağı yutmak için oldukça ağır kalıyor. yine de ulaşıyor ama nasılsa uçağın motorları o kadar kül ve dumanı yutmasına rağmen bozulmuyor, dahası hırslanıp dumandan hızlı gitmeyi başarıyor.

    bilindiği üzere tsunamiler açık denizde dehşet verici yüksekliklere ulaşmıyorlar, onların asıl etkisi kıyıya ulaştıklarında kendisini gösteriyor. asıl devasa yüksekliklere kırılmaya başladıktan sonra ulaşıyorlar. bu sebeple açık denizde yüzmekte olan devasa bir geminin tsunami sebebiyle devrilmesi pek akla yatkın görülmüyor.

    bu arada dev bir proje himalaya dağlarının 5000 metre yüksekliğinde gemiler inşa etmekle meşgul. oysa yerkabuğu hareket halindeyken ve devasa dalgalar şehirleri yok ederken bile bundan etkilenmeden seyredebilmesi çok daha mümkün bir vasıta bugün de abd elinde bulunuyor: nükleer denizaltılar. oysa bunlardan hiç birinin kurtulduğuna dair bir bilgi yok filmde.

    peki ya binlerce metrelik dağların tepelerinde donmadan helikopterlere bağlı uçurulan tropik hayvanlara ne dersiniz?

    bütün bu saçmalıkların en ötesinde bana en absürd gelen gerçek ise holywood sinemasının milyonlarca dolarlık bütçeleri bu içi bomboş zırvalıklara yatırabilmesinde. film tamamen fantastik bir film olsa diyeceğim birşey yok. örneğin şimdi "avatar" geliyor ve çok daha geniş bir bütçeyle çekilmiş olduğunu haber alıyoruz. ama bunun gibi gerçek"miş gibi yapmıyor"

    burada james cameron'un titanic'inin bir benzerini görüyorum ben. elde dahice işlendiğinde oluşacak katmanlarında sinemaya salt bir eğlencelik değil, bir sanat dalı gözüyle bakanları da tatmin edebilecek bir konu var. ama siz konuyu alıp öyle bir yaklaşımla işliyorsunuz ki kuşa dönüyor. o muhteşem öykü bir arkaplan malzemesi olarak kalıyor. önüne ise çekirdek amerikan ailesi'nin değer yargılarını allayıp pullayan bayat klişelerden bir öykü düzüyorsunuz, çünkü o satıyor:

    - aile değerlerini yitirmekte olan bir çift
    - onların bu durumundan kötü etkilenen ve bu sebeple psikolojik sorunlar yaşayan çocuklar
    - yozlaşmış menfaat peşinde yöneticiler
    - onlara tekrar ahlakı, insan sevgisini, dürüstlüğü öğreten bir avuç eli öpülesi insan

    milyarlarca insan ölmüş, buna göz yumulmuş bize ne? sonunda amerikan değerleri kazanır, çekirdek ailemiz kurtulur, çocuklarımız bizim birer kahraman olduğumuzu anlar, ve bundan sonra mutluluk onları beklemektedir (they lived happily after ever), yozlaşmış siyasetçiler yaptıklarından utanır (en kötüler elenecektir kuşkusuz, hem de en kötü ölüm biçimleriyle), arada kendini başkalarının kurtuluşu için feda eden kahramanlar da olacaktır. onlar ne yazık ki selamete erilen mutlu günleri son anda bir talihsizliğe uğrar ve göremezler. ama hep hatırlanacaklardır. hepimiz, sezgi ve inancın en büyük güç olduğunda hemfikir olarak terkederiz salonları.

    ha! bir de muhtemel bir kıyamet, alta ıslatma problemine karşı kesin çözümmüş, bunu öğrendik.
579 entry daha
hesabın var mı? giriş yap