48 entry daha
  • iyi film böyledir işte. aradan 27 yıl geçer ama yine de izlediğinde “vay be” dersin. adam bir “dın dınn” diye arka fon midisi koyar “ulan nolacak lan” diye merakla izletir filmini. neymiş kadın çığlığı olmadan da irkilip, gerilebiliyormuşuz.

    o dönemde o denli başarılı yaratığa dönüşme sahnelerini nasıl çekmişler inanamıyorum doğrusu. bilgisayar efekti diye bir şey de yok doktorun mutasyon simülasyonundan da gördüğümüz üzere.

    --- spoiler ---

    başta çok güzel bir ters köşe yapıyor film. bir yerlerden bi yaratık fırlayıp herkesi yemeye başlayacak diye beklerken “yaratık içimizde” diyerek sırıtıyor bize yönetmen.

    garip bir gerçeklik hissi var filmde. misal biri flamethrower ile bir yaratığı tutuşturduğunda hemen arkadan iki elemanın yangın tüpleriyle gelip söndürmesi hikaye gerçekmiş gibi hissettiriyor. doktorun kafayı sıyırması, elemanların birbirine güvenememesi, kim yaratık kim değil ikilemleri tam da “böyle bir ortamda böyle bir şey yaşansadı aynen bunlar olurdu” dedirtiyor.

    palmer’ın yaratığa dönüştükten sonra windowsun kafasını kendi kafasıyla yediği sahne gördüğüm en yaratıcı sahnelerden biriydi.

    merak ettiğim şey flamethrower’ın bilimsel araştırma üssünde ne işi vardı. vardır elbet bi açıklaması.

    --- spoiler ---

    içindeki her bir diyalog, her bir nüans ayrı bir filme ilham olacak nitelikteki bu filmi hala izlememiş olan varsa hemen izlesin.
248 entry daha
hesabın var mı? giriş yap