8 entry daha
  • klasik disney filmleri tadı yakalamaya çalışmış ancak ne yazık ki başaramamış filmdir. çocukluğumda bayılarak gittiğim, yetişkin hayatımda da hepsinin çift disk dvd'lerini edinip keyiften dört köşe olduğum filmlerle kıyasladığımda disney'in şimdilerde sadece pixar'a şükretmesi gerektiği fikrim daha da güçleniyor. klasik disney filmlerinde hep şahane yan karakterler olurdu. muşu, flint, quasimodo'nun heykelleri, timon, pumbaa, apu... liste uzar gider. bunlar kendi başlarına bir filmi alıp götürebilecek derecede iyi yazılmış karakterlerdir ve zaten sonradan hemen hepsinin kendi maceraları bir şekilde izleyiciyle buluşmuştur. komiklerdir, enteresanlardır. ancak bu filmin yan karakterleri timsah ve ateşböceği hem ilginçlikten uzaklar hem de komik değiller.
    klasik disney filmlerinin bir güzel yanı da şahane şarkılarıdır. nerede alan manken'in oscar'lık şarkıları nerede bu filmdeki güzel melodi yoksunu, akılda kalmayan şarkılar. eskiden hakuna matata ile simba'nın yıllarının nasıl geçtiği 3 dakikada anlatılır, şarkıların bir görevi olurdu. oysa bu filmde şarkılar sadece şarkı olmak adına varlar, eğlendirmek umuduyla.
    son olarak disney filmlerinde mesajlar kör gözün parmağına, kelime kelime dile getirilmez. en azından ilk başta hikaye içerisine yedirilirler, en sonda bir karakter çıkar ve bu masaldan ne öğrendik mesajı verir 1-2 cümleyle. oysa bu filmde iki saat boyunca sürekli sevgi, çok çalışmanın gerekliliği, hayatın tadını çıkarma mevzusu fazlasıyla göze sokularak senaryo yazarlarının cinliğinden çok kolaycılığını göz önüne serilmiş.
    filmde disney klasiklerine bolca gönderme vardı. ya da ben paranoyaklaştım. bir rakun, yemek yapan hayvan, denizkızı'nın babası gibi eski disney filmlerini anımsatan çok olay oldu. ama film kendini bir disney klasiği mertebesine ulaştıramadı ne yazık ki.
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap