41 entry daha
  • salt arkeoloji meraklısı insanların - yani herhangi bir arkeoloji ya da ilk çağ tarihi vs. gibi formel bir eğitimden geçmemiş sadece o dönemlerden kalma eserlere yapılara ilgi duyan insanların - arkeolojik sitelere bakışı genelde tek taraflıdır: bugüne aitmiş gibi düşünülen şehir hayatının geçmişte de var olmasına duyulan bir hayret ya da en fazla bugünün kanıksanmış işlevlerin geçmişte ne kadar emek isteyen işler olduğunu idrak ve teknolojik evrime ait bir fikir. ben de arkeoloji eğitimi almış biri değilim ama meraktan da öte arkeoloji yayınlara da göz atan belki de ileri seviye bir amatör olaraktan merak ettiğim işin diğer bir yönü: aga nooluyor da koca bir şehir ya da mahalle toprağın altına gömülüyor? hani bir doğal ya da insani felaket (misal sel ya da bir moğol istilası) olur şehri yerle bir eder ve şehir boşaltılır bunu anlayabilirim. fakat bir felaket dahi olsa şehir bir anda sıfır nüfusa düşmüyor ki? orda yine kalıyor insanlar, evler binalar ve herşeyden önemlisi sosyal hayat. benim merak ettiğim işte o felaket sonrası; sel oldu bitti tamam şehrin 10 mahallesinin 4ünde medeni hayat belirtisi kalmadı nüfusın 2/3ü ya öldü ya da şehirden göçtü ona da eyvallah da aga kalanlar orda, onların sürdürdüğü medeni hayat belki 50 belki 100 sene sonra yavaş yavaş siliniyor. asıl ilginç olan ve bir arkeolojik siteye gittiğinizde görmediğiniz belki de göremeyeceğimiz husus işte bu: medeni hayat-tarih ekseninde süreksiz bir kopuş yaşandıktan sonra o şehir medeniyet tarihinden de fiziki coğrafyadan da silinene kadar neler yaşanıyor. gelecekten baktığınız zaman pompei vezüv patladığında yok oldu ama şehir nüfusu tamamen yok olmadı ki?! şu linkten bakın misal kayıplara http://en.wikipedia.org/wiki/mount_vesuvius patlama ve hemen sonrasında yokolan nüfus belki 40% bile değil insanlar o çevrede belki kenar mahallelerde yine yaşamaya devam ediyorlardı, biz bu insanların hayata tutunma çabasını ya da şehir tarih sahnesine tutunma çabasını arkeolojik sitelerde görebiliyor muyuz? zannetmiyorum...

    bir de şunu not etmek gerekiyor ki en büyük felaketler dahi kesinkes şehir yokoldu demek değil, büyük chicago yangını 1871'de chicago'yu yerle bir etti ama chicago halen amerikanın 3 büyük şehrinden biri, chicago'yu pompeii'den farklı yapan nedir? new orleans katrina ile helâk oldu bu şehrin kaderi chicago gibi mi yoksa pompeii gibi bir olacak?

    detroit tüm bu sorulara iki farklı yönden çok çarpıcı bir yanıt, bir kere herhangi bir doğal veya insani felaket ya da genel olarak süreksiz bir kopuş yaşanmadan zamanda sürekli bir şekilde bir şehrin nasıl adım adım tarihten silinebileceğine örnek teşkil ediyor. tabi basından edinilen izlenim ekonomik krizlerin anlık etkileri olduğu yönünde falan ama detroit amerikan otomotiv sektörünün 70lerde japonların piyasayı hallaç pamuğu atmasından beri düzenli olarak geriliyor, 2008 krizi otomotiv devlerini batmanın eşiğine getirdi ama bu şirketler 90lardan beri tetikteler zaten. şehir son 5 senedir işsizlikte amerika şampiyonu, michigan zaten eyalet olarak amerikada en yüksek tarımdışı işsizlik oranına sahip. detroit public schools ülkede örencilerin gre'den en düşük notları aldığı okul ağı, şehir suç oranı en yüksek 3 yerden biri...ve tüm bunlar birgünde bir yanardağ patlamasıyla olmadı, detroit şehri gayet düzenli bir şekilde siliniyor lakin detroite gittiğinizde bir arkeolojik siteyi dolaşıyorsunuz gibi bir izlenim olmuyor çünkü o binalara halen oralarda duruyor insanlar falan var etrafta hayat devam ediyor. yaşam ve ölüm yanyana karşılıyor sizi soldaki terkedilmiş gökdelenin kırık camlarından dışarı kuşlar uçuşurken sağdaki dev binadan takım elbiseli insanlar çıkıyor, bir zamanlar eğlence mekanı olan terkedilmiş bir binanın üstünde entertainment yazılı pano pastan zor okunurken karşıki binanın giriş katı şehrin en iyi jazz venuelarından birine ev sahipliği yapıyor (bkz: cliff bell's). şehrin ana caddelerinde herhangi bir metropolde inanılmaz kiralara verilecek olan dükkanların üzerinde kiralık ilanları görüyorsunuz, dolu olan dükkanlar ise ayakkabı mağazası, terzi vs. gibi anacaddenin üzerinde kirayı karşılayamacak dükkanlar. ekonomik hayat canlı olmayınca kiralar da düştüğü için bir terzi gidip de downtownda bir gökdelenin altına dev gibi dükkan açabiliyor.

    olur da bundan 500 yıl sonra detroit toprak altında bulunur mu? bulunursa şehir 20xx ekonomik krizinden sonra terkedilince binalar çelik inşaatları sayesinde uzun yıllar ayakta kalırken bize 20. yy amerikan rüyasının nasıl bir kabusa dönüştüğüne dair önemli izler veriyor falan mı denecek? zaten herşeyden evvel o koca koca gökdelenler nasıl olup da toprağa gömülecek?
135 entry daha
hesabın var mı? giriş yap