27 entry daha
  • özel şirkette çalışıyorsun haftada 45 saati doldurmadan iş yerinden bırakmıyorlar. izin almak için mazeretini söylediğinde onun için tüm gün izne gerek yok diyebiliyorlar. sosyal sigorta dışında da alabildiğin tek şey devlet memuru olup aynı pozisyondaki adamdan çok az daha yüksek bir maaş o kadar.

    buna karşılık işverenin maaşını yarısı kadar gösterip devlete daha az vergi ödüyor ve o kadar para aldığına dair kağıt imzalamazsan "ben imzalayacak birini bulurum beğenmiyorsan siktir" diyebiliyor. bu sayede devlete daha az vergi ödüyor ve sana sosyal hak olarak dönmesi gereken vergi adamın cebinde kalıyor.

    vergi geliri dışında bir geliri olmayan devlet ise çalışarak kazandığın ve kazandırdığın öne sürülen paradan alınan verginin devlete ödenen kısmı ise haftalık çalışma saati senden daha az olup sana yakın maaş alan eğitim, güvenlik, sağlık, ulaşım gibi üretim dışı hizmetlerde çalışanlara maaş olarak ödeniyor. tamam o hizmetler de gerekli ancak düzgün işlemesi kaydıyla. torpil, kadrolaşma derken 1 kişinin yapacağı işe 3 kişi alınıyor. harcama artınca da öte tarafta 5 kişi gereken yere 2 kişi göreve verilyor. dolayısı ile hizmet aksıyor. bunun dışında senden alınan para ile senden daha çok kazanan senin seçtiğin vekiller bu hizmetleri alabilmen için devlet tarafından yapılması gereken inşa ve diğer işletme malzemelerini eş dost akraba ilişkileri olan insanlara plase edebilmek için meclisteki ceylan derisi koltuklarda kara kara düşünüyorlar 3-4 aylık tatillerinden kalan zamanda. sonra bu işleri alanlar olabileceği fiyatın çok daha yukarısında fiyatla ve de olması gerekenin çok daha altında kalitede ve söz verdiklerinin iki katı sürede yapıyorlar. bu işleri yaparken çalıştırdıkları adamların maaşını da asgari tutardan gösteriyorlar. dolayısı ile onlar da devlete daha az vergi ödüyorlar.

    sonuç ne mi oluyor? vergisini vererek kazandığın parayı harcarken de vergi ödüyorsun. yetmiyor devlet hastanesine gittiğinde sıra bekliyorsun, muayene oluyorsun ilacı alırken sana hastaneye borcun var diyorlar. yok özel hastaneye gideyim devlet parasını oraya versin nasıl olsa vatandaş olarak ben önemliyim ben olmasam devlet kazanamaz diyorsun orada da %30'unu cebinden vereceksin kardeşim diyorlar. %25 vergi vererek aldığım otomobile koyacağım benzine %200 vergi veriyorum ama bir yere hızlı gideyim diyip otoyola girdiğinde para istiyorlar. parasız yola ise yıllarca bakım yapmıyorlar. iki arkadaşımı arayayım dertleşeyim dediğinde 2 liralık konuşmana 6 lira vergi alıyorlar. sen belki 2000 liralık çalışıyorsun ama devlet sana "700 liralık yaşarsın" kısaca "kalanı benim" diyor "kazanırken alırım, harcarken alırım, bankaya yatırırsan ondan da alırım" diyor ama işte bunu sadece çalışana diyor. büyük babalardan "kem küm... efendim verginizi ödeseniz, beyanı düzgün yapsanız" diyerek istediğiniz vergiyi küçüklerin başına çöreklenerek "beyanı doğru yapmazsan kapından vergi memuru eksik olmaz" diye tehditle alan bir sistem kalıyor geriye. "yılda 45bin kazanıyorsan 10bin benim 145bin kazanıyorsan da bi 45'lik alırım senden. ama 145milyon felan kazanıyorsan buluruz bir yolunu üstat sen ülkemize lazımsın senin gibilerin eksik olmamalı, yalarım" nidaları ile sermaye sahiplerinin her tarafını yalayan sistem, çalışan, memur ve küçük esnafa sadece avucunu değil devletinde götünü yalatmaktadır. adaletsiz bir kalkınma olmayacağı dengesiz bir düzen olmayacağı kadar aşikar aslında. kaç kişi farkında son yıllarda vergi kaçıran büyük sermaye sahibi kimse çıkmadığının. sizce insanlar artık daha mı dürüst? rica ederim bu kadar naif olmayın.
202 entry daha
hesabın var mı? giriş yap