76 entry daha
  • kendisini bugünün iyi kötü algısıyla değerlendirmek son derece yanlıştır. kırlarda kelebeklerle koşup oynama yaşında evinden, ana kucağından koparılmış ve hiç tanımadığı bir memlekette, çok sıkı kurallarla yönetilen bir kurum olan hareme kapatılmış, ruhu yaralı bir küçük kızdır o. rogatina'dan istanbul'a gelene kadar yaşadıkları bile sağlıklı bir insanı delirtmeye yeter herhalde. fakat o direnmiş, müthiş zekası ve küçük ve cahil bir köylü kızından beklenmeyecek strateji yeteneğiyle hayatta kalmayı başarmıştır.

    haremde ya ölür ya da öldürürsün; ölmemek için öldürürsün. o kendi isteğiyle istanbul'a gelip süleyman'a cariye olmamıştır ki yaptıkları şeytanlık olarak kabul edilsin. bu yola zorla girmiştir; oyunu kurallarıyla oynamaya karar vermiş ve kazanmıştır. eline geçen fırsatları kullanmak bir yana o fırsatların farkında bile olmayan aptalların aksine kendisine sunulan fırsatları dibine kadar değerlendirmiş, yeri gelmiş fırsatları kendisi yaratmıştır.

    eğer osmanlı saltanat yasasına boyun eğseydi, yaptıklarını yapmamış, her şeyi kadere bırakmış olsaydı şehzade mustafa padişah olduğunda anası mahidevran'ın gazıyla ve kanunun kendisine tanıdığı yetkiyle hürrem'in ve canından çok sevdiği çocuklarının kökünü kazırdı. düzen böyleydi.

    dolayısıyla kendisi müthiş bir stratejist, çok akıllı bir kadın ve harika bir annedir. mutluluk ümidini evinden koparıldığı an kaybetmiş ve gücü seçmiştir. bütün planının "hayatta kalmak" dışındaki diğer amacı olan valide sultanlığı göremeden ölmesi ayrı bir talihsizliktir.

    ayrıca sultan süleyman'a aşık olsaydı ikinci bir mahidevran vakası olurdu ve erişmek istediklerine asla erişemezdi, zira aşk zaaftır. iki yanında ölüm olan ince bir çizgide yürüyen bir kadının hayatında da zaaflara yer yoktur.

    sonuç olarak hürrem sultan, birileri tarafından canı acıtılmış, ezilmiş, ruhu örselenmiş küçük kızların örnek alması ve hiç unutmaması gereken bir direnç ve başarı abidesidir. idoldür.
161 entry daha
hesabın var mı? giriş yap