25 entry daha
  • uyarı: bir tutam spoiler, iki çay kaşığı öznellik içerir.

    --- spoiler ---
    ikinci paylaşım harbi sıralarında japonlara esir düşmüş bir ingiliz birliğinin, japon imparatorluğu'nun güneydoğu asya'daki askeri ve politik ideallerini gerçekleştirmek adına yapılan demiryolu inşaatının, kwai nehri üzerindeki demiryolu köprüsünü yapmak üzere kullanılmasını konu edinerek, temel düsturu olan 'savaş karşıtlığı'nı başarıyla yerine getiren, 1957 yapımı david lean filmi.

    birçok savaş karşıtı film izledim bugüne dek. stanley kubrick'in full metal jacketinden tutun da platoona; good morning vietnamdan paths of glorye değin tür tür. bu filmde bir şeyler var ama. beyinde birşeyler düğümlüyor başta. filmi izlemeyi bitirdikten sonra çok düşündüm sebebini. yeni yeni kafam yerine geliyor. bu film, empati kurmasını istiyor seyircinin. bunu full metal jacket'ta göremiyoruz oysa. iyi-kötü ayrışması ayyuka çıkmış. keza good morning vietnamda da paçalardan akıyor bu ayrışma. ama bu filmi izlerken, kim daha iyi(!) kim daha kötü(!) karar veremedim. ancak hep şu soruyu sordum kendime: 'ben (onun yerinde) olsam ne yapardım?' hâlâ kararsızım. çok ilginç. görev sorumluluğu konusunda orhan kemal'in murtazası havalarında gezen beni bu tür bir düşünceye sokması dahi, kendi türü içerisindeki yerini sağlamlaştırıyor bu filmin? savaş karşıtlığını salt bir propaganda olarak değil ancak bilinçli bir edinim ve etkileşim süreciyle aktarmaya çalışması david lean'in ne kadar büyük bir yönetmen olduğunu bir kez daha ispatlıyor bana. hangisi daha haklı: japon albay mı, binbaşı numarası yapan shears mı, esir kampındaki doktor mu, yoksa esir ingiliz birliğinin onurlu ve tavizvermez kumandanı mı? doktor'un film içerisindeki son kelamı geliyor akla: this is madness! allah belamı versin öyle. manyaklık be bu.
    --- spoiler ---
44 entry daha
hesabın var mı? giriş yap