9 entry daha
  • orijinal adı la question olan henri alleg & pericles korovessis imzalı sartre önsözlü cezayir'e * ve yunanistan'a* dair işgallciliğin/işkencenin sorgusu.. altıncı basım 1992 (144 s.)/belge yayınları.

    h. alleg'ın 'sorgu'su ilk kez 1958'de fransa'da yayımlandıktan kısa bir süre sonra yasaklansa da sonrasın da satış rekoru kıran, cezayir halkına yönelik kıyımlar/işkenler ve baskıların, p. korovessis'ın 'yöntem'i ise darbe sonrası yaşanan işkencelerin izlerini sürüyor. alleg ve korovessis'in kitabı birarada ilk kez 1972'de yani 12 mart döneminde yöntem yayınlarınca neşredilmiş.

    jean-paul sartre'ın önsözünden:

    "... bugün anlaşılamayacak birşeyin olmadığını biliyoruz artık. çünkü fransızlar şu gerçeği kavradılar artık: eğer bir ulusu, kendi öz benliğine karşı koruyacak gelenekleri ve yasaları yoksa eğer 15 yıl, dünün kurbanlarını bugünün cellatları haline getirebiliyorsa, o ulusun olaylar karşısındaki tutumu ve davranışı yalnızca fırsat ve rastlantılara bağlıdır.

    ... birbirimizi öldürmemiz doğladır. insanoğlu sürekli olarak kişisel çıkarları için savaşır. fakat işkencede amaç başka türlü görünüyor. işkenceci kurbanıyla bir erlik savaşına girdiğini düşünüyor ve sanki ikisinin birden yaşaması olanaksızmış gibi bir ölüm düellosu başlıyor. işkencenin ereği kişiyi yalnızca söyletmek değil, dostlarına ihanet ettirmek, kurban böylece hem herkesin gözünde hem kendi gözünde aşağılanmış oluyor. ihaneti onu mahvetmeli ve insanlık onurunu yok etmelidir

    ... vücut sağ kalabilir ama, ruh mutlaka ölmelidir. eğitmek, disipline sokmak, cezalandırmak. işte avrupalının üç tutkusu. cezayir bunun için iki sınıf insanı birarada barındıramaz. birinden birini mutlak seçmesi gereklidir".

    henri alleg'ın vücudunda ve ruhunda izi kalan cezayir'deki işkencelerden:

    "... paraşütçüler yeni bir teknikle işkence yapmışlar ona. çırılçıplak bağladıkları demir sandalyeye elektrik akımı vermişler. bacaklarında hala derin yanık izleri vardı. hapishanenin koridorlarında müslüman mahkemesinin katibi muhammed sefta'yı gördüm. 'tam kırk üç gün paraşütçülerin elinde kaldım. dilimi yaktılar, hala zor konuşuyorum' dedi. askeri mahkemeye götürüldüğümüz hapishane arabasında da kasbah'lı bir genç, adı bulem ahmed'ti, baldırındaki yaraları gösterdi: 'paraşütçüler.. çakıyla.. özgür kuzey afrika birliğinin bir üyesini saklamıştım da...'

    ...birden korkunç bir canavarın etimi kemiğimden ayırdığını sandırm. ja- kıskacı erkeklik oragnıma takmıştı. vücudumdan geçen şoklar öylesine kuvvetliydi ki beni tahtaya bağlayan kayışlar gevşedi. sıkıştırmak için durdurlar ve yeniden başladırlar. biraz sonra teğmen, ja-'nın yerine geçti. kıskacın birinden teli çözerek, göğsüme bağladı. bütün vücudum titriyordu şidi. şoklar daha da kuvvetlenmişti. ve oturum aralıksız devam ediyordu. akımın şiddetini arttırmak için soğuk suyla her yerimi ıslattılar".

    26 yaşındaki tiyatrocu pericles korovessis'in suçu 21 nisan darbe hükümetini kabul etmemek :(bkz: falaka/#22782675)

    diğer bir sartre önsözü için => (bkz: les damnes de la terre/#21336178)
57 entry daha
hesabın var mı? giriş yap