4 entry daha
  • uluslar ve ulusçuluk eserinde milliyetçiliğin doğuşu ile kapitalist sistem'in ihtiyaçları arasındaki korelasyonu ortaya koyan yazardır. gellner'e göre kapitalist sistem sanayileşmenin getirdiği süreci müteakiben fabrikalarda çalışabilecek, kendisinden yapması istenen işleri bir kitap yahut manuel aracılığı ile öğrenebilecek, işçilerin birbiri arasında değiştirilebilirliği sebebiyle kendisine atanacak yeni işin gereklerini de çabucak kavrayabilecek belli bir analitik zekaya ve öğrenme kapasitesine sahip bireylere ihtiyaç duymaktadır.

    daha önceden insan toplulukları etnik, kültürel, linguistik vb. değerler etrafında toplanmış "milletler" haline dönüşmeden önce dini paydalar etrafında toplanmış topluluklar teşkil etmektedirler. tarım temelli feodal toplumlarda bu bağlamda okuryazarlık ve yazı, toplum üzerindeki otoritesini koruma ihtiyacı hisseden ruhban sınıfı ve vergi tahsildarları haricinde kimseye fazlasıyla gerekmemekteydi. sanayileşmenin ve makineleşmenin hız kazanmasıyla birlikte tarım toplumundan sanayi toplumunda dönüşen toplumlarda ilerde fabrikalarda çalışabilecek insanlara yukarıda da bahsetmiş olduğumuz gibi kitaplardan kendilerini geliştirebilme ve yapacağı işe hazırlayabilme, sayı, harf gibi sembolleri işleyebilme, okuma yazma, hesap yapabilme yetilerinin kazandırılması gerekmiştir. bu yetilerin aktarılabilmesi için ise temel bir eğitimin zarureti gündeme gelmiştir. öncesinde elitlere ait olan okuma yazma yeteneğinin ve yazı'nın halk düzeyine indirilebilmesi için latince'den farklı, ve halkın algılayabileceği diller'in kullanılması gerekmiştir. dolayısıyla ernest gellner sanayi'de çalışacak bireylere belli bir formasyonun aktarılabilmesi adına üzerine temel bir eğitimin inşa edilebileceği her dil'den bir millet yaratmanın mümkün olduğunu savunur.
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap