1 entry daha
  • okumak ve yazmak. hayatın iki arızalı dönemi.rahimden sonraki dönem , çocukluk yıllarına özdeş aromalı ve tarçın kokulu okuma saatleri: ardı arkası kesilmeyen hikayeler , mitler , masallar ,fabllar..
    bir mühlet sonra okumayla yetinememe durumu , kişinin her türlü engellemesine karşılık sözcüklerin çalışma masasında kah uçuşan kah uslu uslu duran kağıtlara kavuşma arzusunun varolması.sona yaklaşırken , okuma ve yazmanın kardeş kardeş ele ele tutuşarak parisin bulvarlarından aşağı doğru süzülmesi , yazara görünmesi , el etmesi ve sonra bu iki afacan ve lafazan kardeşin yazarın buruşuk suratına şöyle bir bakıp "sen okudun ve yazdın.sözcükler sana hizmet etti ama öleceksin naçar.. biz ise var olacağız başka başka yerlerde , sen gebersende yaşasanda.." demesi.

    yazarın yaşadığı bütünüyle bir yanılsama olsa bile - ki ben öyle farz ettim , farz-ı mahal- bu iki afacanın arkasından küfrederek , "size hayatımı verdim ama görüyorum ki herşey bir hiçe dönüşüyor nihayetinde..
    yalnızca birşeye hayıflanıyorum hayatımda : neden yokoluşçuluk üzerine çalışamadım , neden ilkelerini ortaya koyamadım? neden be.."

    yazar bu son kelimesini tamamlayamadan , bankın üzerinde geçirdiği kalp krizi sonucu hayata veda etti ve yokoluşçuluk felsefesinin gelişimi adına kişisel ilk katkısını yapmış oldu.
14 entry daha
hesabın var mı? giriş yap