6 entry daha
  • bir yolculuğu anlatan filmdir.

    zannedilenin aksine üvey kardeşi aramakla ilgili bir yolculuk değil, mercer'in ergenlikten yetişkinliğe doğru yaptığı yolculuktur. bu tema özellikle amerikan edebiayatında coming of age adı altında fazlasıyla irdelenmiştir hatta hala da irdelenmektedir.

    bu filmleri geniş kapsamda ele alacak olursak ikiye ayırabiliriz. birincisi realist bir öyküye sahip filmler ikincisi ise romantik bir öyküye sahip olanlar. realist olanlar konumuz olmadığı için hiç girmiyorum. anladığınız üzere the go-getterromantik örgüye sahip bir yolculuk filmidir. benim bu filmden etkilenmemin nedeni mercer ve kate arasında geçen telefon görüşmeleridir. kanımca filmden anlayan herkes için de filmin en tatlı kısmı budur. bunun sebebi film gibi görsel bir olguda insanın görsel beklentilerini yıkıp sesle ve sözlerle bir şeyler anlatıyo olmasıdır. ayrıca kate'in işin içine kattığı merak unsuru da cabasıdır.

    filmi izlerken bir gün sizi de böyle biri arasın ya da facebook'tan bir gün sahte bir hesaba sahip gerçek (?) bi insan sizinle öyle konuşsun, hayatınıza dahil olsun istersiniz. çünkü bilirsiniz ki siz de tıpkı mercer gibi gizin büyüsüne kendinizi kaptırır, hayatınız boyunca hissettiğiniz güvenlik hissine karşı gelir ve güvenilmemesi gerekene güvenirsiniz. karşınızdakinin size yalan söylemesine izin verirsiniz. çünkü kandırılmak istersiniz. amerikalıların "take a leap of faith" dediği olayı yaparsınız.

    filmin romantik oluşu da burdan gelir zaten. çünkü gerçek hayatta o gerçek olduğunu umduğunuz kişi ya sizi işletmeye çalışan zeki bir arkadaşınız ya da anlattığından çok uzakta olan bir kişidir. fakat the go-getter'da bu fantaziniz gerçek olur ve mercer'in "o" olduğunu düşündüğü kişi gerçekte de "o" çıkar. yani mercer'in kate'le beraber olması ve kate'in yalan söylemiyo olması mercer'den çok bizim zaferimizdir.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap