4 entry daha
  • bazı yazarlar sasırtırlar, sasırtan yazarlar daha cok sevilirler. insan okurken sasırmayı isteyebilir. ben sasırmayı severim. ne kadar cok sasırmaktan bahsettim. demek ki neymis; sasırtılmak farklı olan, istenilen, talep edilen.

    kim yazıyor bu yazıyı; ben, tabi benim penceremden okuyorsunuz sizde. yoksa kimisi kelebek cırpıntısı, ne bileyim mideye saplanan agrı, karanlık bir sisin icinden beliren eski sevgili ya da cok romantik bir opusme betimlemesi tercih edebilir, ben almayayım, alana da mani olmayayım. klasikler durun siz durdugunuz yerde, sasırayım ben, kırayım klasik mevzuları zihnimde.

    aynen oyle yapıyor ayfer tunç bu oykude iste. iki farklı gunluk, iki farklı kişi tarafından yazılıyor. dilerseniz once birini, dilerseniz ikisini bir arada okuyorsunuz. gunluklerin birini bir kadın digerini bir erkek kaleme alıyor. erkek bakıs acısı ve kadın bakıs acısını okudukca ayrımsayabildiginiz gibi gercekligin ne kadar goreceligi oldunu da anlayabiliyorsunuz. bu baglamda degisik diyebiliriz oykuyu anarken.

    anlatım seklinin -ne demistik- degisikligi, sizi bir kere sayfaların ve hayatların icine sokuveriyor. anlatılan oykudeki konular da gayet ilgi cekici, yıllardır, yuzyıllardır islenen bir konusu var oykunun. bana kalırsa; yasamdaki varolus amacımızı ask ekseninde bir guzel irdeliyor. ask, ihanet, terkedilmek, ayrılmak bu ilginc anlatım seklindeki oykude kısaca eksen olmus diyebiliriz aslında.

    yeni bitirdim aradan aylar gecse suzan defter icin soyle derim sanırım; bu oyku cok ilginc, sayfaları okurken hangisini sevdin daha cok? malum iki kisi yazmıs vs.vs... yine de haksızlık yapmayalım karakterlere, suzan'a, derya'ya, ekmel bey'e. onlar da guzeller.

    yanıma bugun almadım kitabı. ne yazık ki baska bir alıntı yapamayacagım, altını cizdigim alıntılayacagım bir paragraf vardı oykude aslında. ne diyelim bir dahakine. sanırım yine haksızlık yapmıs oldum oykuye. bu da benim kendi tarihimde suzan defter oykusunun izdusumu olsun:

    haksızlık.
55 entry daha
hesabın var mı? giriş yap