85 entry daha
  • hayatımın en güzel yıllarını geçirdiğim eğitim kurumu.

    genelleme yapmak istemiyorum ama bu okullar birbirlerine çok benzerler. bir kere öğrencisi çok olmaz bunların. bir avuç adam aynı yurtta birbiriyle uğraşır durur. en kral muhabbetler, en samimi dostluklar burada geçer. dönemcilik diye bir kavram vardır iliklerine kadar işler. üst döneme saygı göstermek ve itaat etmek zorundasındır. başlarda çok can sıkıcı gelir annene babana karşı böyle itaatkar olmamışken kendinden bir iki yaş büyük birine tamam abi peki abla falan dersin. yanlışını gördüklerinde çekerler seni. yanlışın olmasına da gerek yok osuruktan sebeplerden bile çekilebilirsin hatta. ama sonradan anlatıp güleceğin birçok olay geçer başından.

    hocaları genelde baskıcı ve sikkodur. 2 dk konu anlatıp 200 dk soru çözerler. öyle normal soru da değil, mesela fizikte hızı optiği kaldırma kuvvetini falan bir araya getiren über sorular çözerek çok bi halt yediklerini sanarlar. ama her hoca hakkında saatlerce geyik çevirilebilir. çoğunun lakabı vardır zaten. bir de sabah takım elbiseyle ders anlatan adamı akşam eşofmanla yurtta görünce ayrı bir bağ oluşur öğretmen öğrenci arasında. bir sonraki cümlesini tahmin edecek kadar iyi tanırsın.

    genelde tüm güzel şeyler azdır, yasaktır, gizli yapılmak zorundadır. televizyon izleyemezsin doğru dürüst. kız-erkek arkadaşına karışırlar, spor faaliyeti kısıtlıdır. tiyatro, resim, müzik eser miktarda. üst döneminden hocasına hademesinden yemek yapan ustasına herkes karışır ne yaptığına. mesela bizim yurtta alt katta usta uyuyor diye sessiz sessiz milli maç izlenirdi yemekhanede. yani herşey yasak ve kısıtlı olduğu için bir o kadar da zevklidir. tüm akşamı kaplayan etüt saatleri arasında bahçede dolaşmanın zevkini hiçbir yerde gezerken bulamazsın. hoca gelecek korkusuyla oynadığın batağın, aç kalmak korkusuyla yediğin soğuk lezzetsiz yemeklerin, usta uyanıp kızacak diye izlediğin maçın, etütten kaytardığın birkaç dakikanın, sabaha kadar yapılan saçma sapan muhabbetlerin verdiği hazzı en kral üniversitede en rahat-serbest ortamda bile bulamazsın.

    bir de şehir merkezinden uzağa kurarlar bu okulları genelde. öyle dışarı çıkmana da kolay kolay izin vermezler. dağın başında hayal gücü gelişir insanın. ölümüne film, klip, dizi, reklam falan çekilir. hikayeler uydurulur, hurafeler yayılır, yurt ahalisi korkutulur. salak salak şakalar falan yapılır uyuyan adama. dedim ya teknolojiden uzakta birbiriyle uğraşır herkes. mecburdur birbirine yaşamak için çünkü. en güzel günü de en kötü günü de birbiriyle geçirmek zorundadır. beraber ağlanır beraber gülünür.

    bu kadar ergeni bir araya toplayınca kavgası gürültüsü de az olmaz. bir de derslerin sınavların stresi inekötesi psikopatlar falan vardır. zekisi, ineği, şakirdi, garibanı, eğlencelisi, malı, anormali, mazoşisti, sadisti, pislikten gebereni, titizlik manyağı her türlü insan tanırsın. onlarla nasıl geçineceğini nasıl aynı ortamda yaşayabileceğini, hoşgörüyü, empatiyi öğretirler sana farkında olmadan. zaten okurken pek bilmezsin değerini. lanet olsun hepinize üniversiteye gidip kurtulucam hepinizden meteor düşer üstümüze de gebeririz inşallah moduna falan girersin arada. ilerde gülersin bunları hatırlayıp sadece.

    bilmiyorum belki başkası olsa okuldan çıkıp caddede takılmak, büyük alışveriş merkezlerinde gezmek, cafelerde takılmak, farklı aktiviteler yapmak isteyebilir. ama benim için mutluluk o imkansızlıklar içinde mutlu olabilmek, saçma sapan şeylere saatlerce gülebilmek, samimiyeti hissedebilmekti. işte bu yüzden en çok özlediğim yerdir fen lisesi.
83 entry daha
hesabın var mı? giriş yap