119 entry daha
  • güncelleme editi: downpour çıkmadan evvel yazdığım entry'yi geç de olsa downpour'u da dahil ederek güncelledim.

    ////////////////////////////

    hemen her oyunuyla hayranlarına farklı tatlar verebilmeyi başarsa da genel itibarıyla bakınca her yeni bölümle bir öncekini aratan oyun serisi. aslında çıkan yeni oyunlar bazı yönlerden öncekileri geçmeyi başarırken, birçok yönden serinin sahip olduğu "trademark"ları da terk etti ya da değerlendirmesini bilemedi. kişisel fikrime göre şimdiye dek çıkmış 8 oyunu birkaç kategoride incelediğimde şöyle bir tablo çıkıyor ortaya:

    (kısaltmalar: shh= sh homecoming, sm= shattered memories, 0= origins, dp= downpour)

    en iyi ana karakter: heather morris - silent hill 3

    tüm oyunları incelediğimizde heather'ın öne çıkmayı başarması bolca konuşması, duygularını olduğu gibi dışa vurabilmesi, yeri geldiğinde tepkisini gösterebilmesi gibi unsurlarda yatıyor. hiç tanımadığımız bu kıza oyun boyunca alışıp nasıl biri olduğunu üç aşağı beş yukarı kavrayabiliyoruz. bulunduğu ortamlar ya da karşılaştığı karakterlere yönelik yorum yapmaktan kaçınmıyor. böylece onu daha iyi tanıma şansımız oluyor. oysa bir de diğer oyunlardaki karakterlere bakın: çoğu fazla konuşmayı sevmeyen, şaşırılmayacak şeylere şaşıran, en acayip durumlarıysa normal karşılayan bir tuhaf adamlar. ah, evet. eklemek gerek, hepsi adamlar. yapımcıların bilinçli bir tercihi miydi bilinmez ancak serideki tek kadın karakterin(maria'yı saymazsak) en içi dışı bir olanı çıkması biraz manidar tabii.

    ikincilik ödülü: en empati kurulabilen karakter olması sebebiyle harry mason'a gidiyor. kızına bak, babasını al durumu.
    en fenası: silent hill'la hiç alakası olmayan bir karakter portresi çizen travis grady.

    sıralama: heather(sh3)>harry(sh)>james(sh2)>alex(shh)>henry(sh4)>harry(sm)>murphy(dp)>travis(0)

    --------------------------------

    en iyi hikaye: silent hill 2

    bu, karar vermesi belki de en zor kategori aslında. ancak en yakın rakiplerinin elinden kıl payı da olsa silent hill 2 kurtulmayı başarıyor. son derece derin ve sürprizli hikayesi 2. oyunun en büyük kozuydu şüphesiz. hatta silent hill 2'nin hikayesi bu kadar iyi olmasa, seride bugün gördüğü saygıyı da kazanamazdı. yapımcıların bile daha oyun piyasaya sürülmeden hikayelerine ne kadar güvendikleri ve oyuncuyu tek başına sürüklemeye yeteceğine olan inançlarının kanıtı, oyunun en kolay zorluk seviyesinde yatıyor aslında. oyuna bu modda başlarken gördüğümüz açıklamadan da anladığımız üzere bu seviyede yaratıklarla uğraşmadan sadece hikayeyi yaşamamıza olanak veriliyor! oyuncunun sıkılmayacağına o derece inanıyorlar yani. haksız da sayılmazlar zaten. sh2'nin hikayesi başladığı gibi bitmeyen, ne umarken ne bulduğumuz bir finalle bizleri şoke ediyor adeta.

    ikincilik ödülü: mistik tarikat hikayesini uzaylı sosuna bulayıp sağlam geriplan öyküsü yaratması sebebiyle ilk oyunun.
    en fenası: ne anlatmaya çalıştığı belli olmayan, finale gelene kadar saçı başı dağılan downpour.

    sıralama: sh2>sh>sh3>sh4>shh>sm>0>dp

    --------------------------------

    en iyi başlangıç: silent hill

    bir silent oyununa başlamak her zaman ilginç bir deneyim olmuştur. ancak bu geleneği başlatan oyunun ilk bölüm olması ve bunu en başarılı biçimde yapıyor oluşu yadsınamaz bir gerçek. son derece sakin başlayan oyun, her şeyden habersiz oyuncuyu adeta avına düşürüyor, neye uğradığını şaşırtıyordu. üstelik bunu o kadar başarılı biçimde yapmıştı ki sonradan devam oyunlarında da bolca uygulandı bu formül. ancak sanıyorum yine şaşılmayacak biçimde ilk oyundaki havayı yakalamayı başaran tek oyun sh3 oldu.

    ikincilik ödülü: aynı kabusun lacivertini çok başarılı sunduğu için silent hill 3.
    en fenası: aynı kabusun lacivertini rezil ederek sunduğu için downpour.

    sıralama: sh>sh3>shh>sh4>sh2>0>sm>dp

    --------------------------------

    en etkileyici final: silent hill 2

    aslında bu konu da biraz karışık bir kategori. her oyunun birden fazla sonu olduğu düşünülürse hangisinin bir diğerinden daha vurucu olduğu kısmen değişebiliyor. ancak finalin öyle ya da böyle genel çizgiden çok fazla ayrılmadığı ve en nihayetinde hikayenin kendisi ne kadar iyiyse o derece iyi olabildiği düşünülünce silent hill 2'nin finali(ya da finalleri) diğerlerine göre ağır basıyor.

    ikincilik ödülü: sağlam bir twist ending arıyorsanız shattered memories ile doğru adrestesiniz.
    en fenası: yazılar bir an önce akmaya başlasın diye sabırsızlanıyorsanız origins ile doğru adrestesiniz.

    sıralama: sh2>sm>shh>sh>sh4>sh3>dp>0

    --------------------------------

    en iyi atmosfer: silent hill

    tartışmasız serinin galibi ilk oyun. zamanının son demlerini yaşayan bir konsolda piyasaya sürülüp bu kadar tekinsiz bir atmosfer yaratmak, o dönemdeki hiçbir korku oyununun beceremediği bir işti. duvarlardaki kir pas, iç içe geçmiş metal yapılı mekanlar, bütün dikkatinizi dağıtıp sinirlerinizi geren müzikler, bitmek bilmeyen karanlık, yalnızlık hissi derken oyunu 2 saat aralıksız oynamak demek en azından 2 saatlik bir terapiye ihtiyacınız olması demekti. korkutucu olmasının ötesinde bir histi oyunun size verdiği. neşeniz vücudunuzdan yavaşça çekilip alınıyormuş gibi hissediyordunuz ve oyun oynamanın eğlence amaçlı yapılan bir eylem olduğu düşünülürse, o 2 saatin sonunda bu oyunu oynamış olmaktan dolayı eğlenip eğlenmediğinizden emin olamıyordunuz.

    ikincilik ödülü: yine ilk oyunu hunharca kopyalayıp başarıyla kolajlayan üçüncü oyunun.
    en fenası: su kaydırağından bile kaydırdığı için downpour.

    sıralama: sh>sh3>sh2>sh4>shh>0>sm>dp

    --------------------------------

    en iyi ses efektleri/ambiyans müziği: silent hill

    kakofonik müzikler, tekrar eden sesler, garip nesnelerin sürtünme, çarpma efektleri, hayvan ya da yaratık inlemeleri silent hill serisinin olmazsa olmazı(yamaoka sağ olsun) haline gelmiştir. bu efektlerin en abartılıları ilk oyunun soundtrack albümünde yer alıyor. serinin ilerleyen oyunlarında bu seslerin giderek yumuşadığı ve sonunda tamamen yok olup bütünüyle orkestral ya da akustik aletlerle oluşturulduğu görülüyor. ancak ilk oyunda böyle değildi. tamamen kaotik bir atmosfer yaratan bu ses ve müzikler, sonraki oyunların aksine sizi tedirgin etmek, gizemli bir hava yaratmak için değil, zıvanadan çıkmış gibi oradan oraya koşup bulunduğunuz ortamı derhal terk etmenize sebep olmak için yaratılmış gibiydiler resmen. ikinci oyunda daha sakin müzikler yer aldı. 3'te kısmi bir geri dönüş yapıldı, 4 ve sonrasındaysa müzikler minimuma indirildi.

    ikincilik ödülü: bolca ulumalı inlemeli ambiyans müziği sizi korkudan donunuza işemeli sıçmalı hale getirdiği için sh3.
    en fenası: baştan sona suskunluğum asaletimdendir kafasında takılması sebebiyle downpour.

    sıralama: sh>sh3>sh2>sh4>shh>sm>0>dp

    --------------------------------

    en iyi akustik müzik: silent hill 2

    ikinci oyunun giriş müziği bu ödülü 2. oyunun alması için başlı başına yeterli bir sebep aslında. maria ve james'in parmaklıklar ardındaki diyaloglarını ölümsüzleştiren giriş müziği, birçok hayranın zihnine sonsuza dek kazınmış durumda. ancak oyunun tek marifeti bununla da sınırlı kalmıyor. özellikle oyun boyunca angela karakterinin arkasına döşenen piyano ağırlıklı müzikler size silent hill'da olduğunuzu unutturup bir an için gülümsetebilecek türden. tabii bu noktada derhal 4. oyunu anmayı bir borç biliyorum çünkü 2. oyunla aralarında çok az fark var. oyunun başındaki trailerda çalan room of angel, oyunun bitiş müziği ve heaven's night'tan canlı elizabeth mcglynn performansı-her ne kadar oyuna yerleştirilmemiş olsa da- 4. oyunu da unutulmazlar arasına taşıyor.

    ikincilik ödülü: yukarıda saydığım sebeplerden dördüncü oyunun.
    en fenası: korn yüzünden downpour.

    sıralama: sh2>sh4>sh3>sh>shh>sm>0>dp

    --------------------------------

    en iyi grafikler: silent hill 3

    oyunun piyasaya sürüldüğü zaman, platform ve o dönemdeki diğer oyunlar incelendiğinde silent hill 3'ün serinin en iyi grafiklerine sahip olduğu gözüküyor. karakter modellemeleri, ağız animasyonları, yaratıkların modellemeleri ve mekanlar zengin detaylarıyla göz dolduruyor. kirli görüntü filtresi, sis efekti, gölgelendirme ve ışıklar, serinin öncesi ve sonrasında gelebildiği en yukarı noktada yer alıyor. ilk oyundan 4. oyuna kadar sürekli gelişen grafiklerle piyasaya sürülen serinin 4. oyunla 2. oyunun bile gerisine düşmesi enteresan. sonrasında çıkan origins bir psp oyunu olması sebebiyle yetersiz modellemeleriyle, homecoming özensiz kaplamaları ve baştan savma grafikleriyle, shattered memories ise zamanını yakalamakta güçlük çeken grafikleriyle sh3'ün fersah fersah gerisinde. downpour ise grafiksel olarak serinin en affedilmeyecek derecede kötü olanı.

    ikincilik ödülü: ölmek üzere olan bir konsolun sınırlılıklarını avantaja çevirebildiği için ilk oyunun.
    en fenası: en fazla kuşum aydın ve ajda pekkan kadar mimik yapabilen karakterleri sebebiyle downpour.

    sıralama: sh3>sh>sh2>sh4>shh>sm>0>dp

    --------------------------------

    en iyi bulmaca: shakespeare bulmacası - silent hill 3

    ilk dönem silent hill oyunlarındaki yaratıklardan zaman zaman daha korkunç olan bir şey varsa o da saç baş yolduran bulmacalardı. oyuncunun dikkati ve analitik düşünme yetisini ölçen, mantıksal çıkarımlarda bulunmasını bekleyen bulmacalara kafa yormak ne kadar yorucuysa, sonunda başardığınızda hissettiğiniz tatminin tarifi ise yoktu. üçüncü oyundaki "tarot" bulmacası, ilk oyundaki "zodiac" bulmacası ya da ikinci oyundaki "adam asmaca" bulmacasını hatırlayanlar neden bahsettiğimi çok iyi biliyor. ancak silent hill 3'teki kitaplık bulmacası çıtayı bir anda uzaya fırlattı. shakespeare'in en ünlü eserlerini başrole oturtan bulmaca, en zor seviyede kitapları belli bir sıraya dizip son derece muğlak bir tekerlemeden mana çıkararak bir şifre elde etmemizi bekliyordu. işin kötü yanı hayatınızda hiç shakespeare okumamışsanız bu bulmacayı çözmenize imkan yoktu çünkü bulmaca kitapların en azından ne hakkında olduğunu bildiğinizi, karakterlerini tanıdığınızı farz ediyordu. itiraf edelim, çoğumuz dergilereki tam çözümler ve internet olmasa oyunun daha en başında karşımıza çıkan bu bulmacayı çözemeden oyuna veda etmek zorunda kalırdık. benzer bir durumun daha vahimi ilk oyunda da yaşanmıştı. silent hill'daki kötü şöhretli piyano bulmacasından bahsediyorum. ne yazık ki şanslı bir azınlık dışında hiçbirimizin henüz internetle bile tanışmadığı bir dönemde maruz kaldığı bu "sessiz kuşların hikayesi" bulmacası için bakabileceğimiz bir rehber yoktu. zamanla oyun takas edilen cd'ciler ve arkadaş ortamlarında çıkış noktası belli olmayan ancak giderek yayılan bir dizi rakam imdadımıza yetişti neyse ki: 2-4-5-3-1.

    ikincilik ödülü: bizi midwitch elementary school'a sonsuza dek hapsettiği için piyano bulmacasıyla ilk oyuna gidiyor.
    en fenası: sunabildiği en iyi bulmacayı anlamasanız bile deneye yanıla birkaç seferde çözebildiğiniz için downpour.

    sıralama: shakespeare(sh3)>piyano(sh)>adam asmaca(sh2)>kanlı yatak(sh4)>kurucu aileler(shh)>gölge(sm)>flauros(0)>devil's pit treni(dp)

    --------------------------------

    en iyi yan karakter: maria - silent hill 2

    maria'nın fiziksel gerçekliği her ne kadar tartışma konusuysa, bir karakter olarak sağlamlığı da tartışmadan bir hayli uzak. baştan çıkarıcı, seksi ancak her nasılsa sempatik de olmayı başarabilen maria, gelmiş geçmiş en iyi silent hill yan karakteri muhtemelen. inişli çıkışlı bir kişiliğe sahip ve bazı şeylere kesinlikle tahammülü yok. özellikle yok sayılmaya. haksız da sayılmaz gerçi. serideki var oluş sebebi düşünülürse.

    ikincilik ödülü: çılgın tarikat lideri kasabayı coşturuyor dedirttiği için dahlia.
    en fenası: mektupları vaktinde ulaştırmadığı için howard, nam-ı diğer postacı.

    sıralama: maria(sh2)>dahlia gillespie(sh)>vincent(sh3)>eileen galvin(sh4)>lisa garland(0)>dahlia gillespie(sm)>elle holloway(shh)>howard blackwood(downpour)

    --------------------------------

    en iyi düşman: pyramid head - silent hill 2

    her ne kadar işgüzar yapımcıları sebebiyle anlamsız biçimde homecoming'de yeniden kullanıldıysa da pyramid head silent hill 2'nin ve tüm serinin açık ara en başarılı kötü karakteri. ondan ürkmek, adından bile sakınmak için bir sürü sebebiniz var, ancak hepsini saymaya lüzum yok. sürükleye sürükleye taşıyabildiği ve sizi tek hamlede boydan boya kabak gibi yarmaya müsait devasa bıçağından bahsetmek bile yeterli. sizinle temas etmese bile onu parmaklıklar ardında öylece dururken görmeniz, kaç yaşında olursanız olun, sarı saçları iki yanda tokayla toplanmış küçük bir kız çocuğu gibi çığlıklar atarak oradan kaçmanızla sonuçlanabilir.

    ikincilik ödülü: hem acıyıp, hem de bir an önce cehennemi boylasın diye dua ettiğiniz ikinci bir karakter daha olmadığı için walter sullivan.
    en fenası: düşman barındırmadığı için shattered memories.

    sıralama: pyramid head(sh2)>walter sullivan(sh4)>memory of alessa(sh3)>incubus(sh)>scarlet(shh)> bogeyman(dp)> momma(0)>???(sm)

    --------------------------------

    en iyi yaratık: closer - silent hill 3

    silent hill'de karşılaştığımız yaratıklar, kontrol ettiğimiz karakterlerin kabuslarından fırlayan, bizimse kabuslarımıza dadanan türden şeyler. vücutlarının çarpık tasarımı, eklem yerlerinin biçimsizliği, çıkardıkları sesler, yaydıkları statik ve canımıza yönelik muhteva ettikleri tehlike... onlarla içli dışlı olmaktan mümkün olduğu ölçüde kaçınmak için bolca sebebiniz var. ancak içlerinde biri var ki bazısını açık ara, bazısını kılpayı da olsa aşıyor: üçüncü oyundaki closer'dan bahsediyorum. esasen ikinci oyunda ne yazık ki değeri anlaşılamayıp figüran gibi kalan mandarin'in biraz makyajla yeniden piyasaya sürülmüş hali olan ve daha oyunun en başında tanışma şerefine nail olduğumuz bu yaratık, uzun boyu, deforme olmuş ve neye benzediği belli olmayan suratı, en önemlisi de boks yapmaya bir hayli müsait upuzun ve balyoz gibi kollarıyla oldukça sindirici bir görüntüye sahip. o upuzun kollarına rağmen hala size erişemiyorsa da gizli son bir numarası daha olduğunu ve gerektiğinde kollarından çıkarabildiği sivri kazıklar bulundurduğunu söylemeyeyim hiç. yaratık tasarımı anlamında 2, 3 ve dördüncü oyun tam anlamıyla korkunç birer şaheserler. ilk oyunun da hakkını yememek gerek. homecoming kendinden önce gelen oyunlarda-ve hatta filmde- ne yapıldıysa aynını idare eder ölçüde kopyalıyor ancak unuttuğu çok önemli bir nokta var: sembolizm. serinin gelmiş geçmiş en kötü yaratık tasarımları ise sadece 4 adet insan görünümlü garabetiyle downpour'da yer alıyor.

    ikincilik ödülü: lying figure'ı görünce rahatsız olup sanki kendi eliniz kolunuz bağlıymış gibi hissetmemeniz mümkün değil.
    en fenası: ne oldukları bile anlaşılamadığı için shattered memories yaratıkları.

    sıralama: closer(sh3)>lying figure(sh2)>twin victim(sh4)>lurker(shh)>mumbler(sh)>remnant(0)>doll(dp)>???(sm)

    --------------------------------

    en korkunç oyun: silent hill 3

    3. oyunun eline su dökülemeyecek bir kategori daha. gün ışığını çok az görebildiğimiz ve başından sonuna dek neredeyse zifiri karanlıkta geçen, her köşede ayrı bir yaratık tarafından tartaklandığımız, yol boyunca başımıza türlü türlü felaketlerin geldiği, bolca kapana kısılıp çoğu zaman kıl payı kurtulduğumuz, hiçbir şey olmasa bile içinde bulunduğumuz odadan korktuğumuz bir oyundu silent hill 3. korkunun dozu ciddi ölçüde kaçırılmıştı ve bunun bir oyunda başarılabilir olması ise ayrı bir olaydı. günümüz korku oyunu yapımcılarının genel kitleyi memnun edebilmek adına korkutucu atmosfer yaratmak yerine saf aksiyona sarıldığı ve artık klasik anlamda korku oyunu yapmanın imkansızlığını iddia edip durdukları düşünülürse, silent hill 3 gibi hem hala zamanı yakalayabilen, hem de bu kadar korkunç olmayı başaran bir oyun nasıl yapılabiliyor o zaman diye kendilerine sormamız için haklı bir gerekçeydi. evet, silent hill 3 çok korkunçtu ve bir daha aynaya bakmak istemiyorsak sebebi bizzat bu oyundu!

    ikincilik ödülü: psikolog masraflarınızı kabarttığı için ilk oyunun.
    en fenası: oyunu seyrettiğiniz ekran, kontrol ettiğiniz gamepad bile daha korkunç olduğu için downpour.

    sıralama: sh3>sh>sh2>shh>sh4>0>sm>dp

    --------------------------------

    en iyi oyun: silent hill

    seri boyunca pek çok yenilik yapıldı, bir kısmı terk edildi, bir kısmı defalarca kullanıldı. ancak 1999'dan bu yana hayranların kafasında belirli öğeler kaldı ve bu öğeleri derli toplu olarak görebildiğimiz ilk ve son oyun silent hill'dı. peki bu öğeler neler mi? yoğun sis, el feneri ve karanlık uyumu, radyo, sonsuz inventory, çeşitli silahlar, dar koridorlar, açılmayı bekleyen kilitli kapılar, korkunç mekanlar, beyin yoran bulmacalar, gizemli karakterler, dengeli aksiyon, yaratıcı ve sembolik düşman tasarımları, sıkı bir giriş, sürükleyici hikaye, farklı sonlar, sonu etkileyen kararlar, eşsiz müzik ve sesler, dönemine göre iyi grafikler, muhteşem sabit ve hareketli kamera açıları, ilerlemeye zorlanmadan mekanları dolaşabilme özgürlüğü... sonraki oyunlarda önce sis kalktı, her yer aydınlandı, sonra karanlık geri geldi ancak fenerimiz bozuk çıktı ve burnumuzun ucunu göremez olduk, yaratıklar özensiz ve öncekilerin kopyası haline geldi, aksiyona boğulduk, üzerimizde taşıdığımız eşyaya garip sınırlar kondu, bulmacalar yok oldu, daracık mekanlarda tek çizgi üstünde ilerlemeye zorlandık...

    ilk oyunun formüllerini üç aşağı beş yukarı aynen başarılı biçimde kullanan silent hill 3'ün ilk oyuna göre tek eksi yanı hikayeyi lanetli kasaba dışında başlatmasıydı sanırım. her ne kadar oyunun ortalarına doğru kasabaya dönsek ve geri kalanını burada geçirsek ve silent hill 3 nihayetinde bu çift mekan olayını iyi kıvırmış olsa da, ardından gelen oyunlara kötü örnek oldu. hemen ardından gelen sh4 kasabadan tamamen koptu. homecoming zoraki bir bağla hikayeyi silent hill'a taşıdı. sözümona kasabanın daha önce gezmediğimiz bölümlerinde vuku bulan downpour ise kasabayla en ufak bir bağı bile olmayan bir karakteri hikayenin merkezine yerleştirerek silent hill'ı silent hill yapan her şeyi terk edip seriye yabancılaşmamıza sebep oldu... bütün bu unsurlar göz önüne alındığında silent hill, serideki gelmiş geçmiş en iyi oyun olma ünvanını hak ederek taşıyor. pek çok hayranın gözünde baş tacı edilen silent hill 2 ise 8 yapım içerisinde en nevi şahsına münhasır oyun olarak ilk oyunun tam bitişiğinde yer alıyor.

    sıralama: sh>sh2>sh3>sh4>shh>sm>0>dp
170 entry daha
hesabın var mı? giriş yap