929 entry daha
  • yüzümün tamamına indirilen kuvvetli bir tokat gibi, aşağılayan bir ifadeyle, "ne cüretle 'ben' dersin?" dedi. "benim dünyamda 'ben' bir küfürdür. 'ben' içinde taşıdığın ayrılıktır; 'ben' senin yalanlar ordundur. kendi küçük 'ben'lerinden birini her söylediğinde yalan söylüyorsun.
    ancak kim olduğunu biliyorsan 'ben' diyebilirsin; yaşamının efendisiysen ve bir iraden varsa."
    bir suskunluk oldu. yeniden konuşmaya başladığında, sözleri daha da korkutucuydu. "bundan böyle sakın 'ben' deme, yoksa buraya bir daha asla dönemezsin!
    kendini gözle. kim olduğunu bul!
    kalabalık içinde bir 'ben' olmak, gerçek dışı, kaçışı olmayan, kendi kendine yarattığın sahte inanclar ve yalanlar sisteminin tuzağına düşmek demektir.
    bir bütün içinde olmamanın eksikliği, insanı cehalet, korku ve kendi kendini imha etmeye mahkum eder ve onu hastalıklara, çöküşe, saldırganlığa, acımasızlığa ve dış dünyada savaşmaya kadar götürür.
    dünya, senin onu düşlediğin gibidir; o bir aynadır. dışarıda kendi dünyanı bulursun, yarattığın, düşlediğin dünyayı.
    dışarıda kendini bul! git ve kim olduğunu gör...
    diğerlerinin, senin içinde taşıdığın yalanın, uzlaşmanın, cehaletinin yansıyan görüntüleri olduğunu keşfedeceksin...
    değiş... ki dünya değişsin.
    beter bir dünya yaratıyorsun, sonra da kendi yarattığın şeyden, kendi eserinden dehşete düşüyorsun. dünyanın nesnel olduğunu düşünüyorsun... oysa dünya senin onu düşlediğin gibidir. git, dünyaya gir ve bunları kabullen... kendi içindeki yoksullarla, zorbalarla, toplum dışına atılmışlarla tanış. onları kabullen! sakın onları görmezden gelme ve sakın suçlama. dünyana teslim ol. git ve yarattığın şeyi bilinçli olarak kabullen: bir dünya, sabit, cahil bir dünya... ölü.
    bir kişinin gücü, kendine sahip olmasında ve aynı zamanda kendisine teslim olmasında yatar."

    stefano e. d'anna / tanrılar okulu
62638 entry daha
hesabın var mı? giriş yap