18 entry daha
  • filmin arka planinda "peter fonda"nin bir yorumundan anlasildigi kadariyla bilinçli olarak öne çikarilmayan bir 1960'lar amerika'si vardir:
    simdikinden daha az vahsi degildir. ancak toplumun deger yargilari ve milli duygulari açisindan daha kesif bir güven eksikligi dönemidir:
    liderler faili meçhul suikastlere kurban giderler, üniversite ögrencileri öldürülür ardinda derin devlet oldugu süpheleri vardir. ülkenin çesitli yerlerinde gösteriler düzenlenir, polis göstericilere siddet kullanir, vietnam ve post vietnam sendromlari yasanir ve herseyin üzerine baskan bir düzenbaz ve yalancidir. "rider" a bu açidan bakilirsa film, gençligin bu artalandaki kimlik arayisinin bir ifadesi sayilabilir. 1969 amerikasina sok etkisi yapacak aykiri gelen yasam tarzinin bütün detaylarinin bugünkü amerikann populer kültüründeki kliselere nasil dönüstügünün ironizmi bile filmin degeri açisindan yeterli gelebilir.
    dahası abd'ni bush yönetiminin köktendinci muhafazakar kalıplarına iten döngünün altyapısında bu dönemim izlerini bulmak da yanlış bir çıkarım olmaz.

    ama filmi yine de kayda deger bulmayanlara en azindan asagidaki belgesel nitelikleri düsünerek bir daha izlemelerini önerebilirim:
    - 1960'lardaki amerikan gençliginin yasadigi ve geçirdigi baskalasim,kendini arayis
    - amerikan halkinin çesitli kesimlerin ahlak degerleri ve deger yargilari,
    - inançlari,
    - tanri tanimlari,
    - ölüme bakislari,
    - spritualizm
    - hippi idealizmi.
    ..................

    filmin yapilisi ile ilgili belgeselden notlar:
    1) filmin bilinen son 90 dakikalik montaji disinda herkesin (hopper,fonda,nicholson vs.) birer montaji vardir. hopper'inki 3 saatliktir.
    2) filmin müzigi için crosby stills and nash'i seçmislerdir . ancak bunlar filmi izledikten sonra. "adamim bu bizi asar" deyip ayrilmislardir. bu ve bunun gibi birçok detayda filmin gelismesi tamamen tesadüflerle olmustur. (hippi kampindaki dua sahnesi,kamp yeri konusmalarinin hemen tümü, son kamp yerindeki sonuç diyalogu)
    3) film çekimleri boyunca birkaç kilo ot içilmistir. hemen herkesin kafasi sahanedir.
    4) filmin ilk gösterimine amerikan halkinin tepkileri de filmin temasini desteklemistir. bazi bati ve güney eyaletlerinde seyirci filmin bitis sahnesindeki katil köylüleri alkislamistir. bu baglamda su baslik altindaki notlara göz atmak ve filmin umulmadik sonunu daha iyi yorumlamak için birlesik devletleri tanimlamak açisindan ilgi çekici olabilir: (bkz: evanjelizm/#7358624)
    5)nicholson, bu film için israrlara dayaamayip sete dönmese sinemayi birakacaktir. filmdeki roluyle gelen kendisini de sasirtan èn iyi yardimci aktör` oskari adayligi onu gaza getirir. sinemada kalir
    6) hopper ve fonda'nin filmdeki ismleri "wyatt" ve "billy" hopper'in taktigi isimlerdir. hopper filmi bastan sona amerikan vahsi batisinin günümüze uyarlanmasi gibi düsündügünü söyler.
    (bkz: wyatt earp)
    (bkz: billy the kid)
    7) fonda'nin mezarlikta acid aldiktan sonraki sayiklamalari:
    "oh mother why didn't you tell me? why didn't anybody tell me anything?...what are you doing to me now?...shut up!...how could you make me hate you so?...oh god, i hate you so much." çocukken bogazini keserek intihar eden annesine ithafen söylenmistir. bu sahneyi "hopper"in zoruyla çekmis ve sonra da utanarak montajdan çikarilmasini istemis ama kabul ettirememistir. ancak arada geçen "shut up" fonda'nin kameramanla konusan hopper'i susturmak için bagirisidir ki hopper firlamalik olsun diye bunu da montaja eklemistir.
    8) ayrica (bkz: the wild angels) (bkz: amerikan efsanesi)
134 entry daha
hesabın var mı? giriş yap