2 entry daha
  • ortaokul 2. sınıftayım. 7 yıllık anadolu lisesinin orta kısmında, bacağı boyum kadar olan heriflerin arasında matematik ve fen bilgisi derslerini ingilizce görüp sınavlarda kitap açıp kopya dahi çekemeyen -sorunun yerini bile bulmak bir meseleydi- bir çocuk olarak sözel derslere olan alakam normal olarak daha yüksekti.

    aynı zamanda sınıf rehber öğretmenimiz de olan coğrafya hocamız adı yerebatasıca bizi sınav yapacak ama sınav ingilizce öğretmeninin dersinde yapılacak, ortak sınav!

    zehir gibi çalışmışım,aylardan da ramazan. oruç da tutuyorum ayıptır söylemesi. hoca sınavda iç anadolu bölgesinin haritasını vermiş, şehirleri,gölleri,dağları,bayırları vs. üzerinde gösterin demiş. tam 40 puan. birkaç da klasik soru sormuş birer,ikişer kelimlik cevapları olan.

    neyse, hafız, yaptım sınavı, gayet iyi geçti. bir müddet sonra bu hoca müsveddesi geldi sonuçları okuyacak. sıra bana geldi. sevinçle kalktım yerimden. ne de olsa 90lı bir nok alacağımdan emindim. hoca, "1" yazıyla "bir" deyiverdi. "kaçtan bir aldım hocam?" dedim. cevap, "kırktan aldın" oldu.

    nasıl olabilir? imkansız! "kağıdımı görmek istiyorum" dedim. bu noktada bir öğretmenin yapması gereken, "tamam evladım,otur, arkadaşlarının notlarını söyleyeyim, bir hata varsa düzeltiriz" demek olmalıdır. bunu dese, akabinde "ama fazla verdiysem geri alırım" dese bile razıyım.

    herif sesini çıkarmıyor, siklemiyor beni. itirazıma oturduğum yerden devam ediyorum. not okuma işi bitince "gel dayağını ye hem de kağıdını gör istersen" dedi. açıkça tehdit ediyor. gelmezsen dayak yemezsin ama kağıdı da göstermem, gelirsen ağzına sıçarım diyor!

    "hocam öldürseniz de o kağıdı göreceğim" dedim ve çıktım tahtaya. herif orucun verdiği sinirle girişti bana tabii. şimdiki gibi yok modern eğitim anlayışı, yok yapılandırmacılık, yok ben dili, pekiştireç falan yok! şamarı yeyince tahtaya çarpıp geri geliyorsun.

    neyse dayak faslı bitince aldım kağıdı elime. pezevenk sadece haritayı değerlendirmiş, diğer cevaplarıma not vermemiş.

    - nedir hocam bu cevaplar? puan vermemişsiniz? dedim.

    mavi ekran!

    adam hatasını anladı ama bir de beni sınıfın önünde dövdüğü için geri adım da atamıyor.

    -ben onları görmem! kağıdın arkasına yazacaktın cevapları. dedi. -vay amk-
    - var mı hocam bu kağıta öyle bir ifade? kaldı ki cevaplar birer ikişer kelime. neden arkaya yazayım?

    bu kez de,

    -sen kopya çektin! demez mi!
    - gördün mü hocam? yakaladın mı? sınav ayrıca başka dersteydi, nasıl çekmişim?

    yediğimiz dayak ve verdiğimiz mücadele bir halta yaramadı sonuç olarak. aldığımız 1 ile kaldık. zaten ana baba sahip çıkmıyor, ne desek, "sen haksızsındır, öğretmen haklıdır" diyorlar. ben de kimseye bişey demedim. çok sonradan öğrendi peder bey durumu, gitti konuştu, gelsin özür dilesine bağlamışlar işi.

    ben de özür mözür dilemedim. aynı gün sınıf başkanlığından da istifa ettim, o hocayı da sikime takmadım. belki yanlıştı ama haketmişti ipnetor.

    eğer bu yazıyı okuyorsan ve o günü hatırlıyorsan sevgili coğrafyacı bil ki hakkım helal değil sana. o gözlüklerine tüküreyim!
15 entry daha
hesabın var mı? giriş yap