77 entry daha
  • bliss, aşkın pozitif yönünü en güzel ifade eden ingilizce sözcük.

    ve ayrıca;
    gerek sözleriyle, gerek rachmaninov bestelerinin helezonik melodilerinden etkilenmiş müziği ile; inanılmaz güzellikteki muse şarkısı. ve yine şarkının bütünselliğine yakışır nitelikte david slade yönetmenliğinde hazırlanan videosu, tam bir deha ürünüdür. video: insanın, aşk ile sonsuzlukla bir oluşunu; zekice kullanılmış sembollerle incelikle işlemiştir.

    öncelikle videoda işlenen sembolleri açalım: muse elemanlarının her biri klipte ayrı elementleri temsil eden renklere boyanmış saçlar ve kıyafetlere sahiptir.
    matthew bellamy videoda kırmızıyı yani ateş elementini, ateş elementi de; aşkı, aşk ile yanmayı temsil etmektedir. ve aşkı temsil eden ateş elementi, gezegenin diğer ucuna kadar uzanan dev bir kuyunun merkezine uzanan atlama platformuna çıkıp kendini boşluğa bırakır ve hızlıca düşmeye başlar. ingiliz ve usa edebi eserlerinde sıkça işlenen "falling in love" yani bizim edebiyatımızda ve tasavvuf eserlerinde de sıkça işlenen "aşka düşme" hali, klipte bu şekilde ifade edilmiştir. herneyse nerede kalmıştık? aşık, aşka düşmüştür gönüllü olarak. bu arada ateşin diğer elementleri temsil eden arkadaşlarıda, soğuk kanlılıkla aşığın düşüşünü izlemektedir. bu düşüş, aşkı bilmeyen birinin gözünde bir yok oluş illüzyonu olarak görülse de; gerçek aşk ile tümüyle yanıp, küllerinden yeniden doğan birinin yolculuğu söz konusudur.

    bunu daha derinleştirmek gerekirse: aşık, tasavvufta hakikat kapısının teslimiyet makamını icra etmiştir. ve bunun nihayetinde kendini aşka tüm benliğiyle teslim etmiştir. mevlana aşka teslimiyet halini şöyle ifade etmiştir "yorulacaksan, zorlanacaksan, şikayatçi olacaksan, keşkelere sığınacaksan, söze ama diye başlayacaksan girme aşk yoluna. aşk yolunda u dönüşü yoktur! aşk derki sana: yolumdaysan başım feda yoluna ama bil ki senin de başını isterim yoluma! kahır, kapris gelecekse senden amenna! ama ayağına diken batarsa yolumda ah edip vahlanma... aşk bilek gücü değil yürek işidir. yüreğin yetmişki düşmüşsün bu yollara.." şems'i tebrizi ise şöyle der; "sen ol da; ister yâr' ol, ister 'yara'; lütfun da başım üstüne, kahrın da." yani aşka teslimiyet ile benlik/egonun ortadan tümüyle kalkması...

    velhasıl artık evrenin sonsuzluğundan başka hiçbir şey kalmayıncaya kadar düşen aşık; metin kemal kahraman'ın sırdır isimli türküsünde şu mısralarla ifade edilen hale ulaşır:
    "bir hengame sarmış cümle alemi
    ne gül kalmış ne de bülbülün dili
    çıktım göğün yedi kat yurdundan
    konam dedim ayaz vurdu tenimi
    ehl-i muhabbete beyan olurmuş
    birdir sırra erenlerin kemali..."

    ve sonrasında ateşle=aşkla özdeşleşen aşık, finalde de görüldüğü gibi zümrüdü anka gibi yavaşça erir, kül olur ve sonsuzlukla bir olur ve küllerinden yeniden doğarak aşkı ile kemale erer...* yine sırdır isimli türküde, üstte verilen dizelerde ifade edildiği gibi: "ehl-i muhabbete beyan olurmuş. birdir (aşk ile) sırra erenlerin kemali..." haline ulaşır, yani aşk ile varoluşunun/varoluşun sırrına erer... mevlana ise bu durumu şu sözlerle ifade eder: "aşkının varlığında öyle yok oldum ki, o yokluk binlerce varlıktan daha hoştur." ve ayrıca yine mevlana şöyle der: "neyi arıyorsan sen o'sun.. zulmün peşindeysen zalimsin, aşkı arıyorsan aşık..." yani gerçekten aşık isen; maşuğunla bir olunur ve sevdicek ile birlikte kainatla ahenk içinde semah dönen bir çift olunur...
55 entry daha
hesabın var mı? giriş yap