6 entry daha
  • çocukluk yıllarımda yaşadığım acı bir deneyim sonrasında oluşan istek.

    okuldan çıkıp kardeşimle eve gelmiştik. evde şımarıyor, gürültü yapıyor, oyunlar oynuyorduk. annem kızınca dışarıda oynayalım dedik ve evden çıktık. biraz oynayıp eve döndüğümüzde annem babamın bankadan dışarı başını tutarak çıktığını söyledi. ters giden bir şeyler olduğu telaşından belliydi. hızla bankaya gitti, peşinden biz de gittik. babamın nerde olduğunu sordu. önemli bir şey olmadığını, sağlık ocağına gittiğini söylediler. hemen sağlık ocağının yolunu tuttuk. yerlerde kan damlaları vardı ve bu damlalar sağlık ocağına giden yol üzerinde de devam ediyordu. babamın yaralandığını o an anladık. çocuk yüreğimizle kalbimiz çarpa çarpa babamı iyi görmeyi umarak yola devam ettik. hiç aklımdan çıkmaz o yoldan gidişim, inşallah bir şey olmamıştır diye dua edişim. sağlık ocağına vardığımızda babamın başına pansuman yapılmış ve küçük bir yaralanma olduğu söylenmişti. yapılan pansumandan sonra eve döndük.

    bankada görevli bir çalışan eve geldiğimizde olayı anlattı. bankada çalışan başka biri yaşadığı depresyon sonucu bunalıma girmiş. bu kişi cinnet geçirdiği sırada elinde de keser varken babamın arkasından yaklaşarak kafasına vurmuş. bir kere daha vurmuş. üçüncü vuruşunu yapacağı sırada muhasebeci adamın elini tutmaya çalışmış ve saatine gelmiş. saat paramparça, babamın kafası kanlar içinde. o yıllarda bankaya ilk kez geliyordu bilgisayarlar. kafasına vurulan keserin bilgisayarların patlamasından kaynaklandığını düşünmüş babam. ancak kafasına elini götürdüğünde kan görmüş ve yürüyerek, kendisine ne olduğunu anlamaya çalışarak sağlık ocağına gitmiş.

    akşam olduğunda içimiz rahat babamın küçük bir kaza geçirdiğini düşünerek yattık. eli yüzü kan olunca duş almak isteyen babam sonrasında yatmış. o gece sahura kalkacaktık. sahur zamanı gelince hep birlikte kalktık yemeğimizi yiyoruz. o sırada babam birden bayıldı. yüzü yavaş yavaş morarmaya başladı. eve doktor geldi. tansiyonuna baktı. kafasındaki yaralanmanın büyük olduğunu söylediğini hatırlıyorum. büyük bir hastaneye gitmesi gerektiğini söyledi. sabah olunca bartın’ndan ankara’ya gitmeye karar verdiler. sabah olduğunda babamın kafası eski halinden yaklaşık dört kat büyüklükteydi. o halini gördüğümde babamı bir daha hiç göremeyeceğimi düşünmüştüm.

    okulumuz olduğu için ve ankara’ya hastaneye gidemeyeceğimiz için babamın bir iş arkadaşında kalmaya başlamıştık. kış zamanıydı ve sobalı bir evde kalıyorduk. soba yanmayan odada elektrikli battaniye ile ısıtılan bir yatakta kardeşimle sımsıkı sarılarak uyuyorduk. birbirimize destek oluyorduk çocuk halimizle.

    babamın haberini aldık, ameliyat olması gerekiyormuş. sekiz saatlik beyin ameliyatından sonra uzun bir süre hastanede kalmıştı. yaklaşık iki hafta sonra annemin döndüğünü hatırlıyorum. bir süre sonrada babam evine dönmüştü. meğer babamın kafasına keserle vurulunca kafatasında çatlak oluşmuş. bir sonraki vuruşunda da kemik parçası beyin zarına düşmüş ve kanamaya neden olmuş. üçüncü vuruş önlenmeseymiş babamı kaybedebilirmişiz.

    babam şu an sağlıklı ve bizimle.

    küçük yaşta deneyimlediğim bu olay sonrasında sevdiklerimden önce ölmeyi diledim hep. bu acıları yaşamak hiç de kolay değildi hele bir de çocukken...
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap