24 entry daha
  • kısaca tanımlamak gerekirse şimdiye kadar yapılmış en iyi anime serisidir. ama sadece kısaca tanımlanmayı kesinlikle haketmeyen bir çalışmadır.

    senaryosu, karakterleri, olay kurgusu ile seyircinin aklını alacak potansiyeldedir evangelion. dizide yer alan karakterler alışıldık anime tiplerinden epey farklıdır (ruhsal farkı kastediyorum. tüm hatunlar taş gibi, endişeye gerek yok). karizmatik, attığını vuran, tuttuğunu kopartan esas oğlan (princess mononokedeki prensi hatırlayalım mümkünse) yerine sürekli tereddüt içinde, bulunduğu ortamdan uzaklaşmaya çalışan, özgüveni eksik bir çocuktur başroldeki eleman. hatta psikolojik sorunları olan tek kişi shinji değildir dizide, neredeyse her karakterin ayrı bir sorunu vardır. başlıca karakterlerin**** hepsi genel olarak diğer insanlardan,kendilerinden ve gerçeklerden kaçmakta fakat aynı zamanda da yalnızlıktan korkmaktadır.

    böylesine sorunlu ve farklı karakterlerin yaratılmasının sebebini anlamak için gainax ve anno hideaki'nin geçmişine bakmak gerekir, ben üşenmedim baktım, siz de bakın:
    gainax denilen kurum, diğer anime stüdyoları arasında en uç noktalarda gezinen, diğer stüdyoların aklından bile geçirmediği şeyleri deneyen (ve çoğunlukla da hezimete uğrayan), japon anime komünitesinin çirkin ördek yavrusu modunda takılan bir üyesiydi. anno hideaki de aynen shinji ikari gibi başarısızlık korkusundan muzdarip ve özgüvenini yitirmiş bir insan evladıydı (o kadar hezimete uğrasa peygamber olsa özgüvenini yitirir, hor görmemek lazım). bu yüzden anno hideaki en iyi bildiği duyguları çalışmasına yansıttı,son bir atak yaptı ve bilinen en aşmış anime serisini ortaya çıkardı. kendisinin evangelion ile ilgili yazdığı mektuba bakılacak olursa demek istediklerim daha iyi anlaşılabilir:

    (bu mektup neon genesis evangelionun ilk kez gösteriminden 3 ay önce, anime fx adlı bir dergide yayınlanmıştır)

    "the worldview (of shinseiki evangelion is ) colored with a pessimistic vision. actually, i started the story with a setting from which i had purged all feelings of optimism. a fourteen-year-old boy (ikari shinji) is afraid of getting close to other people. he tries to live in a closed world, making attempts to get to know him useless, and ruining efforts made to try and understand him. convinced that, since he feels abandoned by his father, he is an unwanted person, he is yet a coward, unable even to commit suicide.

    a 29 year-old woman (katsuragi misato) also keeps her contacts with others as light as possible. she protects herself by running away into relationships that are strictly on the surface. they are both afraid of being hurt. they might both be thought of as being unsuited to be heroes, lacking the strength of self that marks such a person. and yet i made them the heroes.

    it is said that "to live is to change". i started this production with the desire that they and the world change by the time the story reaches its conclusion. that is my genuine sense of things. i am able to put all of myself into shinseiki evangelion - a self who for four years was a wreck, unable to do anything. i began this thinking just one thing: "i mustn't run away"- after having done just that, run away, for four years - where all i was doing was simply not dying.

    i thought of this production with the feeling that "i want to see if i can put these feelings on film." i know that this is a senseless, arrogant, and difficult course of action - but it is my objective. i don't know what the result will be... because the story has not yet ended in my mind. i don't know what will become of shinji or misato, or where they will go. this is because i don't know what the staff will be thinking as we go on.

    i feel that this is irresponsible... but it is also natural, given that we are striving for a synchronization of ourselves and the world of the story. at present this is the only theory i can use to create, despite the risk of being 'derivative'. that is the only place where our 'original' exists, after all..."

    anno hideaki yapacağını yapmış, yine farklılığın dibine vurmuştur, ancak bu sefer işler umduğundan çok çok daha iyi gitmiştir.
    hideaki'nin de dediği gibi seri ilerledikçe senaryo yazılmıştır, bu yüzden izleyici asla olayların nereye gittiğini kestiremez. hikayede hristiyanlık öğesine ağırlıklı olarak yer verildiği doğrudur, ama bunun sebebi (hideaki'nin açıklamasına göre) japonyada pek popüler olmayan bir dini kullanarak farklı olma isteğidir (ayrıca haç şeklinde patlamalar gayet estetik duruyor).

    tv serisinin son bölümü* aslında hideaki'nin diğer anime şirketlerine ve seyirciye seslendiği bir bölümdür. eğer bu bölümü izlerken (ingilizce altyazılı ya da dublajlı izlediğinizi varsayıyorum, aranızda japonca izleyip anlayabilen samuraylar varsa beri gelsin) "i","myself" geçen yerlere gainax, "pilotting eva"* yerine neon genesis evangelion ve de "the others" yerine "the audience"* ya da "other studios"* koyulacak olursa, anno hideaki'nin vermek istediği mesaj kolayca anlaşılabilir.

    end of evangelion da ise tv bölümleri boyunca ortaya konulmuş tüm konular açıklığa kavuşur, seri sona erer. aynen tvdeki gibi umutsuzluğun dorukta olduğu bir atmosferde geçer film. ancak öyle bir noktada biter ki, eğer kötümser bir insansanız olabilecek en kötü sondur; ama iyimserseniz "bitebileceği en iyi şekilde bitmiş*" bu film dersiniz.

    kısacası, insanın evrimi ile ilgili, izlenmesi gereken bir seri evangelion. belki hayatın anlamını bulamayacaksınız ama, bölümler ilerlemeye başladıkça kafanız epey meşgul olacak orası kesin.

    kaynakça için bkz:
    http://www.bfx-net.com/evafaqs/evafaqsmain.html
    http://www.evaotaku.com/html/evafaq2.html
    (spoiler içerebilir)
264 entry daha
hesabın var mı? giriş yap