42 entry daha
  • fakir, rüküş giyinir; zengin, frapan giyinir.
    fakir, kışın lahana gibi kat kat giyinir; zengin, sadece ince bir kazak giyer.
    fakir, yemek buldu mu midesini tepeleme doldurur, tabağını sünnetler; zengin, ekmeksiz yer, tabağında muhakkak bir miktar yemek bırakır.
    fakir, çekirdek, çay, gazoz ile maç seyreder; zengin, kaju, fındık, badem, pizza ile maç seyreder.
    fakir, arabesk dinlemek istediği için arabesk dinler ve kıro olur; zengin, arabeski sadece eğlenmek için arabesk dinlediğinde hayatına renk katmış olur.
    fakir, sevdiğin takımın sadece yakın deplasman maçlarına gider; zengin, avrupa maçlarına gider.
    fakir, koluna kol saati takar o da bulursa; zengin, bileklik falan takar.
    fakir, kahvaltıda beyaz peynir, siyah zeytin yer; zengin, salam, lavaşgiri *, pastırma yer.
    fakir, yeni bir işe başlayacağı zaman ilk önce "sikortası var mı?" diye sorar; zengin, "kaç gün tatil?, araba verilecek mi?" diye sorar. (işte burada ne soracaklarını bilemedim, ne bilim hiç zengin mi olduk amk. ama konuşma içinde muhakkak "enterpolasyon, angajman, pozitif, titr, janr gibi kelimeler olur)
235 entry daha
hesabın var mı? giriş yap