10 entry daha
  • 2011 kasımdan, geçtiğimiz temmuza kadar ikamet ettiğim şehir. tam "olaylar, olaylar" şehriydi bizim için. şehrin en turistik, en ünlü, en eğlenceli, en "sabahçı" caddesindeydi evimiz. öyle ki, ceketsiz çıkar giderdik barlara o soğukta. küçük olmasıyla beraber, çok da "tatlı" bir şehirdi, sopot. gerçi hâlâ da öyledir, öyle de kalacaktır. nitekim, her avrupa şehrinde olduğu gibi, geçmişe saygı bu şehirde de var. geçmişe saygı demişken, oturduğum caddenin adı da 3. jana sobieskiego'ydu. bildiğim kadarıyla, 2. viyana kuşatmasında, osmanlı'ya karşı savaşan lehistan kralıdır kendisi.. nasıl bi bohemse gitmişiz o caddede ev tutmuşuz. ev kiralarına da değinelim, pahalıdırlar, bi o kadar da küçüktürler. bu şehirde gdansk üniversitesinin ekonomi fakültesi mevcuttur, bu yüzden erasmus ile gelen her bir değişim öğrencisi, ilk önce fakültenin sopot'ta olduğunu duyunca hayâl kırıklığına uğrasalar da, sopot'un daha güzel şehir olduğunu anlamak, fazla zaman almayacaktır. bahsedildiği gibi çok fazla bar ve disko vardır şehirde. bir çoğu popülerliğini kaybedip, isim değiştirmiştir orası ayrı. bir mekandan bahsetmezsem, kendimi affedemem sanırım, "sledzik u fabrykante". böyle pahalı bir şehir için bu kadar ucuz bir mekan, herkesi şok etti ilk açıldığında. gençler artık, diskolarda alkol içmeyi bırakıp, burada "2 shot" atarak, tekrardan diskolara gitmeye başladı. tam emin değilim ama bizdeki tek-tekçi mekanlar gibi. biz artık, disko ortamından sıkılmış, erasmustaki 6-7 ayı doldurmuş ve daha çok muhabbet derdinde olan öğrenciler içinse, sabaha kadar oturulup, kıbrısın avrupa'da olduğuna inan ama türkiyeyi avrupa'ya uzak diye niteleyen, bi fransızı, sarhoş edip, " world is turk " dedirtmekti bu mekanın anlamı ya da ırlandalı taraftarların, euro 2012 sırasında getirdikleri ırlandaca şarkıları tüm gün boyu çaldırtmak ve dans etmekti. son olarak, "yamuk ev"in karşısında "kebabistan" diye bi kebabçı var. sahibi "kürdistan" destekçisi almanya'da yaşayan bir kürt. kürtçe dahi bilmeyen, bir kürt. bi de bu adam, döner dürümün içine patetes atmayı akıl etmiş adına da "kürdiski kebab" demiş. olur da yolunuz düşerse, alet olmayın efendim ama biliyorum olacaksınız. o diskolardan çıktıktan sonra, dönen döneri göreceksiniz abi bi dürümde bana diyeceksiniz, para kazandıracaksınız. neyse hiç olmadı, ayranı bedavaya içersiniz.
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap