105 entry daha
  • geçtiğimiz mayıs ayında 1 hafta geçirdiğim doğu avrupa kenti. evet, biz de eurotrip denen filmi izledik. ampul de orda yandı zaten. dedik madem bu kadar ucuz, neden gitmiyoruz.

    öncelikle buraya en ucuz gitme şekli viyana üzerinden. viyana'ya vardıktan sonra otobüs veya tren gibi seçenekleriniz var. benim gerçekten fakir bir dönemime denk geldiği için burdan otobüsle selanik, selanik'ten ryanair sağolsun uçakla budapeşte, ordan da trenle bratislava'ya geçtim. ha yolda 24 saat harcadım o ayrı.

    şehir ufak. o kadar ufak ki dördüncü gün yol tarif ediyorduk. kapsamlı bir şehir turu isterseniz 1 (yazıyla bir) gününüzü ayırmanız yeterli olacaktır. görülmesi gereken yerler; st. elisabeth kilisesi (mavi kilise olarak da biliniyor) st. martin katedrali, bratislava kalesi (burdan manzara izleyin, şehrin komünist etkisi altında kalan kısmı panaromik ayaklarınızın altında) st. micheal kapısı (bu geçidin tam ortasında yerde bir yuvarlak var, üstünde durup diğer avrupa şehirlerinin yönlerine bakıyorsunuz. istanbul da bunların içinde. ayrıca bu kapıdan girip solunuza baktığınız anda avrupa'nın en dar ikinci binasını görebilirsiniz) şehirde 4 tane komik heykel var; fotoğraf çeken paparazzi, lağımcı, bankta oturan insanların arkasından eğilen adam ve şapka çıkartan bir diğeri. hoş detaylar.

    eğlence kısmına gelirsek iki kelime yeterli olacaktır; şaka gibi. marketlerde bir şişe absinth 4 ilâ 10 euro arasında. barlarda 50'lik bira 1,75 euro (artı/eksi 0,50 değişim gösterebilir) shotlar 2-4 euro arasında değişiyor. demänovka ve borovicka diye iki tane lokal içkileri var. shot formatında tüketiliyor. deneyin. the dubliner diye bir irish pub var, guiness ya da kilkenny bulmak isterseniz uğrayabilirsiniz, yemekleri de hoş. el diablo, el mañana diğer iş görecek barlar. gece klüplerinden hoşlanıyorsanız subclub, duplex veya trafo'yu deneyebilirsiniz.

    kalacaksanız downtown backpacker's hostel iyi bir tercih. ressamlardan esinlenerek yapılmış konsept odaları var**** oda duvarları resimlerle dolu, kapılarda da biyografiler yazıyor. barı ve mutfağı bir hostele göre çok iyi. zaten ilk gün hosteli ararken yol sorduğum bir adam "karımla arada yemeğe gideriz, çok güzel bir yerde kalıyorsun" demişti, hakikaten de öyleydi. sanki hostel değil 5 yıldızlı otel gibi hizmet görüyorsunuz. çalışanlarıyla da öyle böyle eğlenmedik, halen görüşüyoruz. nitekim genç, eğlenceli bir şehir. gidin görün.
187 entry daha
hesabın var mı? giriş yap