47 entry daha
  • tavsiye üzerine okuduğum -whatdreamsmaycome'a sonsuz teşekkürler- ve bunca zaman okumamış olmamı esefle kınadığım kitap. ilk sayfalarında ağzı bozuk, şirret, "bundan bir yol olmaz, kızı kötü yola düşmüş, oğlu torbacı olmuştur" dediğiniz, tipik alt sınıf amerikan kadını dolores'in nasıl bir insan devi olduğunu kitap ilerledikçe anlıyor, betimlemelerin hepsine, her karaktere ayrı ayrı hayran kalarak, bazen kahkahalar atarak okuyup bitiriyorsunuz. çok iyi malzemeyle çok usta bir aşçı tarafından pişirilip, çok kararında tüketilmiş, üzerine de bir bardak çay içilmiş bir ziyafet gibi süper bir etki bırakıyor okurda.

    --- spoiler ---

    kitap asla acındırma yöntemine başvurmuyor, çünkü dolores bir kereliğine bile çaresiz bir kadın değil. okuyamadığı, küçücük bir adada yaşadığı için yapabildiği tek şey tuvalet temizlemek, çamaşır ütülemek, yatalak hasta bakmak olan ve bunlardan bir an bile gocunmayan dolores, şimdiye kadar okuduğum en hayata bağlı roman karakterlerinden biridir.
    ülkemizde de çokça bulunduğu üzere, sırf kendisi erkek olduğu için ve kadın çaresiz olduğu için, düşük zekalı, boş kafalı, sinsi, sapık vb. olduğu halde zeka ve meziyet olarak kendinden çok üstün bir kadınla evlenmiş (ülkemizde genelde aileleri tarafından evlendiriliyorlar) leş erkeğin bir ailenin hayatını tam da karartmak üzereyken, aciz sanılan kadının aileyi tekrar ışığa yükseltmesi ve uğruna (yemin ediyorum adamı parçalayıp kedi maması yapsa daha mutlu olurdum) katil olduğu çocuklarının çok başarılı olduğunu görmek mükemmel bir şey.

    beni en fazla etkileyen kısımları;
    - selena ile dolores'in feribot seansı ve kızından tokat yemesi,
    - çamaşır asma ritüelinin betimlenmesi,
    - dolores'in vera ile olan inanılmaz derin ve ürkütücü bağı, ikisinin arasındaki bok savaşı, bunlara rağmen sırlarını asla ifşa etmeyen derin dostlukları,
    - joe'nun geberdiği güneş tutulması günü ve joe pisliğinin saatler boyunca aslında geberememesi ve dolores'in hezeyanları,
    - joe'nun gebermesinden sonra, dolores'e suçunu itiraf ettirmek için elinden geleni yapan iskoç doktorun, vera'nın imgeleri sayesinde, küçümsenen ev kadını dolores'e yenilmesi,
    - vera'nın çocuklarının aslında ölmüş olmaları ve kadının bununla mücadele biçimi,
    - ve tüm kitabın bir monologdan ibaret oluşuydu.

    "sanki kahyasının kendi yatağında oturup mehtaba karşı bir dana gibi böğürmesi onun için dünyanın en doğal şeyiymiş gibiydi." ahahahahhaha.

    --- spoiler ---

    filmi de muhakkak çok güzeldir fakat kitabı tatmanızı öneririm. bir erkek tarafından bir kadının dünyasına ve erkeklere dair yazılabilecek en iyi kitaplardan biri -hatta şu ana kadar okuduklarım arasında en iyisi-, saygılar king'e.
28 entry daha
hesabın var mı? giriş yap