135 entry daha
  • eveet. tavşan boku gibi kokmaz bulaşmaz entrylerimden birini daha yazacağım. evet son zamanlarda iyice köy yanar deli taranır oldum. memleket aldı başını gitti, suskunuz. he ya suskunuz. neyse. onlar ayrı meseleler. konumuz mayanın yararları.
    efendim bendeniz paspal bir insanım. öyle bakımlı biri değilim. kendime bakmaları bilmem, makyajlar maskeler bilemem. tek bildiğim şey parfümdür, onun da kitabını yazarım ama o da ayrı bir konu. diyeceğim şudur ki ben gibi bakımsız biri bile bu maya olaylarına dadanıyorsa vardır bir hikmeti.
    bildiğiniz gibi yalan dünyamızda kanserojen maddeler içeren envai çeşit kozmetik malzemeleri, zavallı hayvancıklar üzerinde denenen makyaj malzemeleri, öküz gibi paraya satılıp da bir boka yaramayan kremler, püsürler mevcut. hızla bunlara karşı olan bir ekol gelişiyor ki şudur: yiyemediğim bir şeyi saçıma-yüzüme sürmem ekolü. katılıyorum. doğru. her bokun içine basmışlar silikonu, millet iyice zehirlendi, ağızdan aldığımız yetmedi hormonu zehiri, bir de sürdüklerimizde var bol miktarda. hiç gerek yok. siz gelin beni dinleyin. sadece "kız entrysi" değil bu. erkekler de yapabilir.
    yararı yoksa zararı da yok bir diğer slogan. yani kanser yapmaz en azından. ayrıca maya ultra süper yararlı vitaminler içeriyor içinde. b vitamini başta olmak üzere. hatta içiniz yer yer. her zaman değil. cilt pullanınca, yorgun hissedince falan. bir parça mayayı suya atın, burnunuzu tıkayın, için. mestan içiyor. demek ki yararlı.
    bu mayadan iki şey için maske yapılabiliyor. biri saçlar, diğeri de cilt. saçımız dökülüyor, dipleri kaşınıyor, azalıyor, soluyorsa, benmari usulü ısıttığımız bir çay bardağı kadar saf zeytinyağının içine ezilmiş mayayı atıyoruz. (ben bunu bir kez kuru maya ile yaptım, bir türlü erimedi içinde zalım. tam randıman alamadım. bu yüzden daha sonraki yapışımda yaş mayayı azcık sütle iyice ezip ısıtılmış zeytinyağına kattım.) sonra bunu saça sürüyoruz. streç filmle sarıp 2 saat kadar bekliyoruz. sonra yıkıyoruz. ha bu olmadı mı? o zaman mayayı biraz ılık süt ve bir kesme şekerle mayalandırıyoruz, yani azcık sıcak ortamda bekletiyoruz, bu kabarıyor, sonra bunu saçımıza sürüyoruz. yine sar ve beklet olayları. arzuya göre içine yumurta sarısı veya bal ilave edilebiliyor. harikulade saçlar, öyle einstein saçları gibi kabarmayan, ahenkle dans eden saçlar bu maskeyi hafta bir kez yaptıktan sonra garanti. kesin. net. dökülme duruyor. erkekleri de ilgilendiren kısmı burası zaten.
    cildimiz içinse şöyle: toz maya da oluyor ama yaş mayayı birkaç kaşık sütle eritiyoruz, tasın içinde, sonra bunu yüzümüze sürüyoruz. kuruyor 15-20 dakika içinde, çatlıyor geriliyor, rahatsız olmaya başlayınca yavaşça suyla yıkıyoruz, hayde bir daha, hayde bir daha derken tastaki maya bitene kadar yapıyoruz. cildimiz ışıldıyor ki anlatılamaz. siyah noktalarımızı da kurcalayabiliriz akabinde. onlar da gidici. eğer derseniz ki cildim yağlı, bir iki damla limon sıkın, parlasın derseniz bal katın, azcık kuru derseniz gül suyu damlatın. buna da yumurta sarısı katanlar varmış, ben katmadım bilemem. ayrıca göz çevresine sürülmez ilkesini yıkıyoruz. çok reformist bir hareket farkettiyseniz. göz çevremiz dahil. yusyumuşak, içimizde ışıldak varmış gibi böyle. güzel oluyoruz.

    yalnız öyleee biiir kötüüü kokuyorki akabinde, bunu da söylemeliyim. yıkanınca da tam gitmiyor ama olsun. öyle yürüdüğümüz yerde havada asılı kalmıyor yani kokusu. ama eloğlu/elkızı yakın temasla koklarsa dersiniz artık, bebeyim senin için güzelleşiyorum, maya sürdüm falan fıstık. ben mi öğreteceğim yalanı dolanı?
    mestan için maya sulandırıyorum muntazaman. o yalıyor kaptan, ben de sürüyorum saçıma cildime. öyle de bir deli evine döndük. pimpisiz. iğrenciz.
    yalnız sakın ha sakın buzdolabında yaş mayayı unutup da kokutmayın, dolabı atarsınız valla öyle bir kokuyor ki. aman dikkat unutmayınız. hayattan soğursunuz, mutfaktan çıkar ve gidersiniz.
224 entry daha
hesabın var mı? giriş yap