16 entry daha
  • vincent minelli'nin kotardığı, kirk douglas ile anthony quinn'in rol aldığı başarılı bir biofilm. douglas karşımıza delirme noktasına gelen ve hatta ara ara deliren vincent van gogh rolünde çıkar. film bu usta ressamın son bir kaç senesine odaklanır. yalnızlığına, geçirdiği krizlere, hayata tutunamayıp oradan oraya savrulmasına, pek tabi resim yeteneğine, deliler hastanesindeki günlerine vs değinir. gerek senarist, gerek yönetmen, gerekse de douglas, van gogh'un bu buhranlı hayatını başarıyla yansıtırlar. douglas özellikle krizler sırasında döktürmüş. kulağını kestiği sekans mesela, burada çok iyiydi. bunun dışında van gogh'a üzülmemek zor. halbuki tek isteği yalnızlıktan kurtulmak (dostu gauguin ile uzun bir süre sonra biraraya geldiğindeki sevinci yalnızlıktan ne denli bıktığını göstermesi açısından önemli) ve ağabeyi gibi güzel bir kadınla evlenmek (ağabeyinin evlilik haberini alır almaz yüzünün düşmesi ve kıskanması sevgiye açlığını göstermesi açısından önemli) idi. van gogh'u van gogh yapan resimlerine de sıkça değiniliyor filmde. bazı resimlerinin nasıl meydana geldiğini, bu resimleri nerede yaptığını göstermiş yönetmen. sıkça değiniliyor resimlere. zaten değinilmezse de olmazdı. nasıl ki bethoven ile ilgili bir filmde elemanın bestelerine yer vermek zorunlu ise burada da resimler gösterilmeliydi.

    velhasıl kaliteli bir film. minelli'nin en iyilerinden.
64 entry daha
hesabın var mı? giriş yap