659 entry daha
  • kafam çok dağınık, uykusuzluk ve en kötüsü sinir bozukluğu. artık dayanamadım ve ağladım bu gece. tıbbi yardım ulaştırdığımız revirde. orayı, telaşı, insanların paniğini ve o panik halinde çabalarını görünce. güneş? de ben de dayanamadık. ama birbirimizi durdurduk daha fazlası olmaması için.

    geceye beşiktaş'tan 200 kşilik bir grup ile harbiye'ye yürüyerek başladık. ve çoğu harbiye valikonağı arasında geçti. polis uzun süre azar azar atarak toplanan kalabalığı dağıttı durdu. ancak anladığım kadarıyla "tam dağıtın" emri aldılar 1 - 1:30 civarı. tahminin sebebi kaçmak zorunda kaldığım 2 ara sokakta polisin bizi takip etmesi, 3 tanesiyle çok kısa mesafede göz göze gelmem ve hiç acımadan üzerime sıkmaları. can havli ile 2 arabanın arasına atladım ve belki canımı zor kurtardım. arkasında olduğum arabanın farları ve çamurluğu parçalandı bombalardan ki o çamurluğun dibine kapaklandım. öbür taraf duvar ve sıkışıp kaldım. sonra bir hızla atlayıp diğer ara sokağa girdim ama sektirerek burnumun dibine bir tane daha attılar.

    herkes panik halinde ara sokaklara iyice yayıldık. maalesef cenk? benim kadar şanslı değildi. tesadüf beraber olduğum gruptan bir arkadaş ayağını sarıyordu. tam bitti derken saldırmaya devam ettiler ve cenk'i malesef yaralı haldeyken kaybettim.

    o kadar insanı vali konağı yapı krediye kadar sürdüler. orada kartal'dan bir sürü tıbbi malzeme getirmiş bir grup bulduk, maskesizler ve tecrübesizler. malzemeyi ulaştırmak için yardım teklif ettik alıp hep beraber revir aramaya çıktık. uzun çaba sonunda amerikan hastanesi yakınında gizli bir revir bulup malzemeleri bırakabldik. ve de soluklanma fırsatı bulduk.

    ordan çıkıp harbiye ordu evine kadar yürüdük yine. geri çekilmişlerdi. ama maalesef toma'yı bekiyorlarmış. tam osmanbey'e gidelim kararı almışken toma yoluyla yeniden dağıtıldık. ara sokaklardan osmanbey yoluna çıkmayı başarmıştık ki oradan gelen gruplar insanların dağıtıldığını ve kesinlikle gitmememizi söylediler.

    sabah 5 buçuk civarı beşiktaşa dönüp enerji depolamaya karar verdik ve eve geldik.

    an an yorumsuz bütün yaşadıklarım bunlar. zaten artık yoruma mahal de yok. ve benim, bizim yaşadığımız devede kulak. cihangirde, parkta, taksim yakınlarında çok korkunç hikayeler var.

    şuan saat 07:25 ve nişantaşında atılan bombaların sesini duyuyorum hala. onlarcasının sesini.

    belki sinirim bozulmuş ağlamış olabilirim ama, ölmedim. ölmediğim müddetçe de buradayım ve karşınızdayım. açıkça söylüyorum, tavrınız buysa, şiddet, savaş ise hep böyle olacaksa, tek çıkış yolunuz, tek son hepimizi öldürmeniz.

    buyurun öldürün!!!
165 entry daha
hesabın var mı? giriş yap