10 entry daha
  • ıı. dünya savaşı'nda sırplara yönelik zulüm- wikipedia

    wikipedia'da sıralanan bilgilerden aşağıya aldığım bölümü özellikle göz önünde tutmak istedim. okurken insana pek çok duyguyu aynı anda yaşatıyor bu soykırım yöntemleri. insanın kanını donduruyor.

    ustaşaların kullandıkları yöntemlerden bazıları şu şekilde sıralanabilir:
    erkeklerin, kadınların, çocukların toplama kamplarında öldürülmesi; çocuklar için ölüm kampları kuran insanlık tarihinde tek devlet hırvatistan bağımsız devleti'dir.
    cišcenje (temizlik); sırp köylerine baskınlar, kundaktaki bebeklerden ayakta zor yürüyen ihtiyarlara kadar bütün herkesi katletmesiyle sonuçlanıyordu.
    sve do drine!: sırpların drina nehri dışına sürgün etme;
    bıçak, balta, çekiç, kazma, kürek, yaba, küskü vbz. gibi kesici-dürtücü-vurucu silahla öldürme;
    'oyunlar' ve 'yarışmalar'; çocuğu havaya atıp tutan ve yere düşmeyi önleyen ustaşalar, çocuğu tüfek süngüsü ile delip geçtiler. jasenovac kampında da srbosjek ile insanları öldürme hız yarışması düzenlendi. 9 ekim 1942'de vyekoslav (maks) luburiç, jasenovac'ta düzenlenen ziyafette, katliamlarda 'yararlık' gösterilen ustaşalara poglavnik adına altın ve gümüş madalyalar verdi. sarhoş maks luburiç aynen şöyle dedi: "işte, bu yıl burada (jasenovac'ta), avrupa'da türk hakimiyeti boyunca osmanlı imparatorluğundan daha çok insanı öldürdük". 'krizari' katolik örgütü üyesi petar brzica'ya "sırp öldürme kralı' ünvanı verildi. çünkü petar brzica bir gece içinde (29 ağustos 1942) 1.360 sırp'ı srbosjekle kesebildi. bu 'rekor' nedeniyle brzica, arkadaşlar tarafından pişmiş domuz yavrusu ve şarap ile, jasenovac kampı papazı tarafından altın saat ile amirler tarafından gümüş takımı ile ödüllendirildi. 1945 yılında petar brzica abd'ye göç etti.
    kurşuna dizme;
    diri diri yakma; ustaşa sürüleri, sırp köylerine baskın yaparken, bazen insanları eve (ambara) kitleyerek binayı ateşe verdi. 1941 yılı aralık ayında jasenovac toplama kampında mühendis hinko dominik picilli cesetlerin yakılması için fırını inşa etti. ama bazen insanları canlı canlı yakmak için bu fırın kullanıldı. ustaşalar, esîrleri anadan doğma soyarak, kafasına çekiçle vuruyor ve baygın halde fırına atıyorlar.
    diri diri gömme;
    jasenovac toplama kampındaki sırp esirleri (1942)
    intani hastalıklar; tifolu hastanın yattığı odalara yerleştirilen sağlıklı insanlar da kisa bir süre sonra hastalanarak öldüler.
    kuyuya, uçuruma, maden ocağına atma;
    sadist işkenceler; tırnak altına iğne batırma, açılan yaralara tuz basılarak işkence, çıplak göğüs üzerinde ateş yakma, vajina üzerinde sigara söndürme ve benzerleri.
    dayak atma, hakarete etme, aşağılatma; yüze tükürme, toprağı ağıza doldurma, bıyık ve sakal koparma ve benzerleri.
    zehirleme; yemeğe kostik soda katma, zorla benzin ve petrol içirtme.
    asılarak ve(ya) tel ile boğarak öldürme;
    demir çengel kaburgalardan asma (bazen ölmek 3-4 gün sürermiş);
    kazığa oturtma;
    çarmıha germe; çarmıha germe vakalarının 1991 yılında da rastlandığını bilinmektedir. 1991 kasım ayında hırvat askerler borovo naselje okulunda 4-8 yaş arasındaki 41 sırp çocuku çarmıha gerdiler (duvara çivilediler). (vukovar children massacre, resim)
    iğneyi veya bıçağı gözlere batırma, gözleri çıkarma; 1944 yılında, corriere della sera gazetesi muhabiri curzio malaparte, ante paveliç'le görüşmesini anlattığı 'kaputt' isimli bir kitap yayınladı. malaparte'ye göre poglavnik masasında 20 kilo insan gözü doldurulan sepet vardı. bu sepet paveliç tarafından "benim sadık ustaşalarımdan hediye" olarak adlandırıldı.
    kaynar suda pişirme, ocakta kızartma;
    şişeyi ve fıçıyı kan ile doldurulma; eugen dido kvaternik'e "sırp kanını doya doya içmeme 100 yıl yetmez" sözleri isnat edildi.
    intihara sürükleme; tutuklulardan bazıları sonsuz azaptan ve işkenceden kurtulmak için asılarak intihar ettiler.
    açlık çektirme; 1942 sonbaharında sonunda 160 tutuklunun bulunduğu jasenovac-ııı-c kampı tasfiye edildi. kamp komutanı ivitsa matkoviç, ııı-c kampın sınırlarına nöbetçi dikerek yiyeceği ve suyu taşımak yasak dedi. başka tutukluların gözünü korkutmak ve kampa yaklaşmasını önlemek için, "tifo" uyarı levhası astırıldı. hasta, yaşlı ve zayıf esirler birkaç gün içinde öldüler. geri kalanlar ise bütün otları yiyip bitirdi, yamyamlığa düştü.
    susuzluk çektirme; esirler tuzlanmış balık ya da salamura yapılmış balık yedikten sonra susuzluktan kavrulup su istemişler ve onlara su verilmemişti. bazılar susuzluktan çıldırdı, bazılar da kendini öldürdü.
    jasenovac ölüm kampı, sava nehri kıyısında bulunduğundan ustaşalar umumiyetle cesetleri suya atardılar. nehir akışı o kadar muazzam sayıda ceseti sürükleyip götürmüş ki, 1942 yazında alman yönetimi, tuna nehri'ne girme yasağı koydu. yakalayıp sava ve tuna nehirlerinden çıkardıkları bazı cesetlerin üzerinde "hepinize anavatan sırbistan'a hayırlı yolculuklar diliyoruz" veya "belgrat pazarı için et" yazılı küçük levhaları vardı
    boğup suya atma; pag adası'ndaki toplama kampında sivil sırp ve yahudi esirler bağlanıyor, gemilerle denize açılıyor ve suya atılıyordu. çok uzun süre boyunca balıkçılar ağa yakalanan cesetleri sudan çıkarıyordu. jasenovac toplama kampında ise ustaşalar, yük kollarına bağlayarak eserleri sava nehrine atıyordu.
    hamile kadınların karnını deşme; bu yöntemin 'ustaşa imzası' olduğunu sanılıyor. silah arkadaşlarına tavsiye eden ante paveliç, "iyi ustaşa, anne karnından bebeği bıçağıyla çıkarabileceği ustaşa" şeklinde konuştu.[23] pag adası'nda toplama kampında görev yapmış olan bir ustaşa, bebegi anne karnından çıkarıp onun yerine canlı 3 yaşındaki çocuğu sokuşturduğu ve yalıyardan denize attığını gururla anlattı. görgü tanıklarının ifadelerine göre, bir gün jasenovac'ta ustaşalar hamile bir kadının karnını deşip bebeğini çıkarttı ve hamile olmayan bir kadının karnını kesip ve bebeği oraya soktu.
    çocukların katledilmesi; çocukları ateş, buz gibi su ve sönmüş kireçe atıyor, omurgayı taşla parçalıyor, kafayı duvara çarptırıyor, el ve ayak eklemlerini parçalıyor, kafayı kesip annelerine atıyordu (ve benzerleri). bu 4 yıllık dönemde sırp, yahudi ve çingene çocukların elli binden fazlası katledilmiştir.
    toplu ırza geçme; ustaşalar, kızları analarının gözleri önünde ve anaları kızlarının gözleri önünde ırzına geçmeyi tercih etti. ırza geçme kurbanları arasında hamileler ve 12 yaşın altında kızlar da vardı. bazı hallerde ustaşalar, ellerindeki kadınların ırzına geçtikten sonra memelerini kesip karnını deştiler.
    insan sağlığına zararı dokunması, sakat bırakma (burun, kulak, dil ve vücudun bölümleri kesme, iğdiş etme, bıçakla ve(ya) kurşunla ölümcül olmayan yaralama); tedbirler arasında, ortodoks şekliyle istavroz çıkarmasını önlemek için sırplara sağ eldeki baş, işaret ve orta parmaklarının kesilmesi de bulunuyor.
    ortodoks papazların nallanması;
    zorla vaftiz edilerek katolikliği kabul etmek zorunda bırakılması;
    insanlığın ortak mirası olan din, sanat ve kültür eserlerinin kül hâline dönüştürülmesi;
    kıymetli eşyaların ve malların yağmalanması (dişlerdeki altın kronların çekme dahil olmak üzere); kurbanlardan alınan altınlar ve değerli eşyalar 1945 yılında 10 kamyonla roma'ya gönderildi, aziz jerome manastırında saklandı. sırpların, yahudilerin ve çingenelerin elinden aldığı servetin 350 milyon isviçre frangı (yaklaşık 80 milyon usd) vatikan’a verildi.
17 entry daha
hesabın var mı? giriş yap