253 entry daha
  • yıllar önce içine sokulmaya çalışıldım. şöyle;

    sene 2008. yok ya da 2009. iş yerimden memnun değilim, bakınıyorum. bir yandan da e askere gideyim de aradan çıksın diye saçmalıyorum. 15 ay aradan nasıl çıkar amına koyayım. 2011'de götümden çıktı çıkabildiği kadarıyla, aradan değil. neyse.

    can dostum güzel ve inat dostum serhat var. aslında yarrak gibi adam. kibar, mesafeyi iyi ayarlar, her gelişmenin tarihini ve yıl dönümünü hatırlar, doğum günlerini es geçmez, kandilde ilk mesajı yapıştırır, bayram namazına uyandırır, şeker toplar. evlendikten sonra bir kaç tane daha ekleyince özelliklerine ben de mesafeyi koruyayım dedim. adam eşine sürpriz doğum günü partisi hazırlıyor, ilk buluşma günlerinde bütün arkadaş çevresini yemeğe davet ediyor, nişan tarihinde pes zirvesi düzenleyip evlilik yıl dönümünü mutlaka yıllık iznine denk getiriyor. nerede, nasıl ve kiminle kutladığı hakkında herhangi bir fikrim yok. tahayyul da edemedim. kimin başını yakıyorsa allah affetsin.

    işte bu serhat beni bir pazar sabahı saat 9'da osuruklu yatağımdan uyandırıyor. lan olm kalk, senle bi yere gidicez, kariyer mariyer para filan saçıcaz etrafa diyor. siktirtme bana kariyerini bugün pazar ve saat 9 deyip kapatıyorum. bi daha arıyor. sinirlenip kalkıyorum ve çağırdığı yere gidiyorum. çengelköy-üsküdar metrosuna atlauy.... ne metrosu 1 saat otobüs bekleyip 10 dakikalık yolu zor gidiyorum. sahilde zaten trafik berbat, beylerbeyi ve sahildeki parklarda metrekareye 3 mangal konuşlandırılmış, millet inek gibi yatıyor. park edilen arabalar 2 şerit kaplamış, deliriyorum.

    mesajlaşmaktan fırsat kalınca beni arıyor geldin mi diye, kavga dövüş buluşuyoruz. bir yere gideceğimizi, gidene kadar da soru sormamamı söylüyor. al böbreği git, ben geri döneyim diyorum dinlemiyor. yeni bir mangal başı mı buldun, yok. bi kızla filan mı tanıştırıcan, ne gezer. gömü mü var, hayır. adam beni otobüsle kaynarcaya kadar götürüyor ve adres arattırıyor ama ne olduğunu söylemiyor. yarım saatten fazla arayıp bomboş bir binanın 4 veya 5'inci katına çıkıyoruz ve bir zile basıyoruz.

    kapı açılıyor, içerisi örgüt evi gibi. 3 tane çekyat, 2 tane sehpa, boş bardaklar, üstü yan duran bir demlik, dergiler, gazeteler ve kitaplar. bir kaç saniye kato dağına gönderileceğimizi düşünmeye başladıktan sonra "abiler" karşılıyor bizi. ayak üstü tanışıyoruz. içeride birileri kazanılan paralardan bahsediyor, öbürü elindeki diz üstü bilgisayarından açmış tarayıcıyı o güne kadar yaptığı satışları gösteriyor. şaşıranlar oluyor, türlü türlü efsaneler dönüyor o an. kendi işini bırakanlar, çocuğunın adına yatırım yaptınığını sananlar, karısının bileziğini buna yatıranlar. abovvv.

    3-5 dakika sohbet ettikten sonra içlerinden birisi gelip "serhat hazır mısınız geçelim mi?" dedi. kalktık hep beraber. tren yapıcaz sandım. ne oluyor dedim, serhat omzuna vurdu "dur ya" dedi. "deli" dedim. deli amına koyim. nereye gidiyoruz 3 adam?

    adam elindeki dosyadan bir şeyler anlatmaya başladı. network marketing, 2 kişi bulmalı, onlar da iki kişi bulsun vs. hangi salak buna inanıyor dedim, serhat dedi. almış salak. vermiş 3 bin lira tatil almış. o paraya ukrayna turuna çıkarım dedim. bir saat fotoğrafı gösterdi, bilmem ne markaymış onu 2 bin liraya alabilirmişim. 1930'larda biri bu marka saati torununa bırakmış da şu an 100'lerce bin dolar ediyormuş. bana faydası olmayan saatin yelkovanını sikerim deyip çıktım odadan. peşimden serhat dedi, tamam almak istemiyosan gidelim dedi. bindik üsküdar otobüsüne, biraz ısrar etti, küfür ettim.

    aradan tonla zaman geçti. bir kaç ay evvel bu elemanın eşine düzenlediği sürpriz doğum günü partisinde sorayım dedim. o tatil ne oldu, gitti mi geldi mi böbrekler yerinde mi diye. bizimki o tatili balayı yaparım diye saklamış hayli zaman. evlendikten sonra da bu quest.net patlayınca biraz araştırmış kendince. eşine de rezil olmayı göze alamayıp kullanmamış. belki de kullanamamış.

    şimdi ben bunu niye anlattım? bu adamlar bu kadar insanı kerizlediler. insanlar 8-9 aylık belki de 1 yıllık maaşlarını bu adamların avuçlarına saydılar. paralar gitti, ısrar edenler gitti. geriye de eşşeğin sikiyle beraber kazık yediği halde bu sistemi savunanlar kaldı.

    hatırladıkça sinirleniyorum.
27 entry daha
hesabın var mı? giriş yap