212 entry daha
  • bu yılki istanbul film festivali'nde izleyecektim, biletimi daha ilk gün, erken saatlerde, hem de ankara'da almıştım. neyse, istanbul'a gittim, diğer filmleri izledim, festivalin son günüydü bu film, birden hastalandım, yatağa düştüm ve gidemedim..

    beş aydan fazladır da, hiç bir yerde denk gelmedim/getiremedim..

    ama bu gece.. 3. bodrum türk filmleri haftası kapsamında, oasis'de yakaladım kendisini, hem de badava!

    önce spoiler ile başlayalım..

    --- spoiler ---

    midesi ve/ya ruhu çok hassas olanlar bu filme gitmesin. bu fantastik filmde bol bol kusmuklar, kanlar, kesilen kollar, kurşunlamalar, dayaklar gösteriliyor. siyah beyaz estetik ve müziklerin de etkisiyle gerçi bunları vahşete dönüştürmekten de kurtarıyor yönetmen, ama yine de sinefil olmayanları zorlayacak bol sahne var.

    sinemaya arada bir, eğlence olsun diye gidenleri de memnun etmeyecektir bu film. katı gerçekliğe kaskatı şekilde bağlı olanlar da, ''ne saçma şey bu'' diye nitelemeye eğilimli olacakları için, bu film onlara göre de değil.

    gözünden sürekli kan akan agresif doktorun, korsan kitap satıcısı kızı arabasına alıp arabayı sürdüğü ve resmin tepetaklak olduğu sahne beni optik olarak çok zorladı. allahtan kısa sürdü, gözlerim bayağı rahatsız oldu çünkü. zaten filmin beni tek zorlayan yeri de burası oldu. sıkı festival takipçisiyimdir, kolay kolay kötü etkilenmem..

    --- spoiler ---

    spoiler bitti ama, filme gitmeyenler yine de temkinli olsun bundan sonrasını da okurken:

    bu sıradışı filmde, herşeyi bir kenara bırakayım, bir amatör fotoğrafçı olarak, yüzden fazla nefis fotoğraf karesi saptadığımı söyleyebilirim. siyah-beyazın tüm avantajları gözler önünde. ışıklar, gölgeler, yansımalar, açılar, siluetler; filmin dramatik yapısına inanılmaz katkı sağlıyor. sırf bunlar için bile defalarca seyredilebilir.

    bu film, ali atay'ın filmi olmuş. leyla ile mecnun'daki bir çok rol arkadaşı ve yine eflatun film yapımı olan şubat'tan da oyuncular var filmde, ama hepsi de yan roldeler ve çekilip sanki, uzaktan berber cemal'i oynayan ali'nin muhteşem performansını seyrediyor gibiler.

    demet evgar, daha önce ali atay ile manik tik dildo filminde de oynadığı için, kendisiyle uyum içinde, ve o da iyi oyunculuğunu diğer başrolde konuşturuyor.

    serkan keskin, bir sigarayı başından sonuna hızlı hızlı içerek attığı tiradında müthiş. ismail abi tarzı bir keder yok değil benliğinde ama ondan eser yok, maganda hayvan tüccarı rolünde bambaşka bir karakter. keşke daha çok rolü olsaydı.

    ahmet mümtaz taylan, yine ali atay'ın babası rolünde. cemal'in yufka yürekli, iyi kalpli babası..

    cengiz bozkurt cüceler kasabasındaki dev esnaf, nadir sarıbacak elini silah olarak kullanabilen, karanlık kişilerin maşası rolleriyle yine akılda kalıcılar.

    korsan kitapçıyı canlandıran hanım kız da, iyi oyunculuğun göstergesi olan mimik kullanımında özellikle başarılıydı.

    annesini ve kardeşlerini yangında kaybettiği için kolu kanadı kırılan ve biraz tuhaflaşan, intihara meyilli, boş zamanlarında yan hakemlik yapan, duvarların arkasını gören, duvarlardan geçen cemal'in, filmin aforizması olan, ''insan endişeden yaratılmıştır'' sözünü doğrularcasına, akhisar'da akıp giden beyhude ama endişeyle dolu hayatından bir kesit..

    yönetmen, onur ünlü iyi iş çıkartmış bence.. hem de bayağı iyi.. aldığı önemli ödüller bunun göstergesi.. tam bir dram çekmiş: içinde trajedi de var, komedi de.. iki güneşli, üç aydedeli, hayaletli, hemen herkesin süper kahraman olduğu ama bunun farkında olmayan kişilerle dolu, ağır şiveli bir ege kasabasında geçen, tuhaf olayların birbirini kovaladığı, adeta edebiyattaki büyülü gerçeklik tarzını andıran bu güzel filmiyle yine beğenimi kazandı.

    ha bir de, at havayolları de dikkatimden kaçmadı :)

    sen aydınlatırsın geceyi, bu gecemi aydınlattı sahiden..

    emeği geçen herkesin ellerine, kalplerine sağlık olsun..
544 entry daha
hesabın var mı? giriş yap