19 entry daha
  • öncü ve ırkçı yönetmen d w griffith'in çektiği epik ötesi film

    griffith, ''şanlı'' ku klux klan'ın doğuş hikayesini anlattığı sansasyonel film the birth of a nation'ın gişesinden kaldırdığı yüklü ganimeti kullanarak hem nation'a gelen tepkilere cevap veriyim hem de öyle görkemli sahneler çekiyim ki yüzyıl sonra bile izleyenin dibi düşsün gayretleriyle çektiği çok enteresan bir hadisedir intolerance*

    bir çok yönden zamanının ötesinde bi filmdir. dört farklı coğrafyada dört farklı zamanda geçen hikayeler birbirine giderek bir örgü biçiminde dolanarak gayet usta işi geçişlerle dört nala büyük finale doğru ilerler. bu bakımdan cloud atlas'ın yüzyıl önce çekilmiş prequel'i havasındadır. hatta cloud atlas kitap uyarlaması olmasa wachowskiler direk intolerance'dan esinlenmiş derdim. zira iki filmin sadece anlatım tarzları değil, temaları ve vermeye çalıştıkları mesajlar da fazlaca benzeşir

    filmin ilk yarısı hayli zor ilerler. çünkü ancak bir belgeselden beklenecek kadar didaktik geçer ilk yarı. mö 600'lerde babilonia'da ne nedir kim kimdir nelere taparlar ne ederler, yok efendim isa'nın zamanındaki vaziyetler yahudi soyluları'nın adetleri, 1572 fransa'sında saray içi güç oyunlarının aktörleri çatışan mezhepler kimlerdi nelerdi hugenotlar roman katolikler.. o bu şu derken beyni hafiften mıncırmaktadır. tüm bu ansiklopedik detayları sessiz sinemanın genelde sadece iki üç satır yazılan ara kartlarının tümünü doldurarak seyirciye aktarmaya çalışan griffith bunu filmin temposunu aksatmadan yapmada işin doğası gereği pek başarılı olamıyor bu kısımlarda. zaten bu sepetlerle film gişede gümlemiş griffith'i bakkala kasaba borçlandırmıştır

    bir yandan da bana griffith bunları kendi bilgi birikimiyle yazdıysa helal olsun, faşist maşist ama dolu adammış dedirtmiştir.

    özellikle babil dönemi hikayesi çok etkileyici. fars kralı cyrus'un ordusuyla yapılan mücadelerin geçtiği savaş sahneleri ohannesburgerlettirir. yüce tanrı allat'a tapan (http://en.wikipedia.org/wiki/allat) babilliler ''allato allato!'' diyerek saldırırlar düşmanlarına. cyrus'un ordusunun ilk defedilişinin ardından babil kralı belshazzar'ın yardırdığı tören sahneleri ise bugünün şartlarıyla bile mük-kem-mel ötesi

    http://www.youtube.com/watch?v=cm5hvs2ub4s

    los angeles'ta oscarların de düzenlendiği kodak theatre'ı bünyesinde barındıran hollywood & highland center'ın mimarisi filme bir saygı duruş niteliğiyle birebir bu törenler sırasında görülen babil sarayları setlerinden esinlenilmiştir (detay: bina tam karşsısındaki meşhur mason locasıyla beraber ilginç bir bütünlük sergiler)

    filmin ilk yarısı ne kadar netameliyse ikinci yarısı bi o kadar doludizgin akar.

    --- spoiler ---

    finalde, dört hikayeden ilk üçü hoşgörüsüzlüğün getirdiği yıkımlarla beraber birer birer hüsranla sonuçlanır:
    babil iki yüzlü din adamlarının oyunları sonucu cyrus'un ordusuna yenik düşer,
    isa çarmıha gerilir,
    st. bartholomew katliamında hugenotlar kıyıma uğrar..

    ve seyricinin umutları tüm heyecanıyla dördüncü hikayenin sonucuna kilitlenir. burada griffith, bana kalırsa, cloud atlas'dakinden çok daha hünerli bir şekilde kotarmıştır finali

    --- spoiler ---

    the birth of a nation'ın tüm ilklerine rağmen, intolerance kesinlikle çok daha nitelikli ve geçen zamana daha dirençli bir seyirlik. üstelik nation bodoslama ırkçı mesajlarıyla yer yer sinirleri hayli zorlayabilirken, intolerance gayet medeni fikirler aşılama gayretiyle takdir topluyor
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap