60 entry daha
  • --- spoiler içerir ---

    30 sene sonra bugün tekrar izlediğim film.

    7-8 yaşlarındayken annem beni ve ablamı sinemada bu filmi izlemeye götürmüştü. o zamanlar ankara’da menekşe sokakta, menekşe sineması vardı. popüler filmler genelde aynı sokaktaki nergiz sinemasında oynarken, biraz daha sanatsal olanları, hatırladığım kadarıyla aynı zamanda tiyatro olan menekşe’de olurdu.
    çocukluğumda annemle alışverişe gitmek dışında, dışarıda yaptığımızı hatırladığım tek aktivite bu. normalde bizi sinema ya da tiyatroya babam götürürdü. bir şekilde, o gün sinemaya gidişimiz, çıktıktan sonra kızılaya yürüşümüz, ablamla benim o yumurtalı ekmeklerden heyecanla istememiz, hala çok canlı bir şekilde aklımda. bir de ufaklığın düştüğü ve babasının onu kucaklayıp koştuğu sahne.

    tolstoy’un dediği gibi: “mutlu aileler birbirine benzer, her mutsuz ailenin ise kendine özgü bir mutsuzluğu vardır”. biz mutsuz bir aileydik. annem sessiz ve içine kapanıktı, hala da öyle. babamsa her şeyi bilir, her şeye karışır, her şeye kızardı. çok içerdi. bazı geceler, meyhaneden eve dönmediyse, beni uyanık yakalayacağı korkusuyla yatakta titrerken, ölmesi ve eve dönememesi için dua ederdim. o zamanlar annem, boşanma, kaçıp gitme gibi düşüncelerle doluyken, bu filmi duymuş ve izlemek istemiş olmalı.

    tabi ki amerika’da değil 80’lerin türkiyesinde yaşadığımız için annem bir yere gitmedi. acaba bizi bırakıp gitmeyi düşünmüş müdür? zaman zaman boşanmayı düşündüğünü biliyorum ama, ona da cesaret edemedi.
    yıllar sonra, eski karımsa, annemden daha cesur davranarak boşanmak istedi. tabi ki kendimi babamla karşılaştırmak bana haksızlık olur. daha çok filmdekine benzer bir mutsuzluk vardı ortada. çok düşkün olduğum oğlumun velayetini de aldı, bu konuda anlaşmıştık zaten. şu anda da oğlumla ilgili hemen hiçbir konuda aramızda bir anlaşmazlık yok. haftada üç gün gördüğüm için, neredeye sorumlulukları yarı yarıya paylaşıyoruz.

    bu film, boşanma sürecinde aklıma gelmedi. filmi ve sinemaya gittiğimiz o günü tekrar yüzeye çıkaran, eski karımın bir süre sonra vermek zorunda kalacağı bir kararla ilgili. bu şehirde kalmak, ya da başka bir şehire, daha doğrusu ülkeye gitmek. giderse oğlumu götürmek, ya da bana bırakmak.

    neredeyse billy’nin filmdeki yaşında olan oğlumdan ayrılmaya hazır mıyım? büyüdüğünü görmemeye katlanabilir miyim? benimle kalırsa altından kalkabilir miyim? onun için en iyisi hangisi? işte bu duygular beni filmi tekrar izlemeye itti.

    bir de çokça yaşadığım için filmde derinden hissettiğim bir şey var. o da filmin sonlarında ted’in billy’nin artık annesi ile kalacağını gülümseyerek anlatması. sizin için çok üzücü bir şeyi gülümseyerek anlatabilir misiniz? karşınızda çocuğunuz ağlarken metanetinizi koruyabilir misiniz? hayatımda yaptığım en zor konuşmalar kesinlikle bunu yapmaya çalıştığım anlardı. umarım tekrar yapmak zorunda kalmam.
    --- spoiler içerdi bitti ---
86 entry daha
hesabın var mı? giriş yap