4 entry daha
  • sosyolojik, psikolojik açıdan türklerin benimsediği yaşam biçiminin sağlam ipuçlarını veren bir mantıkdır bu. sağlam bir tez konusudur.
    odalar bir mobilya mağazasının reyonu gibi satışa hazırlanmış havasında mobilyalarla doludur.
    bu yetmezmiş gibi çoğunun renk, desen, biçim tercihlerini görünce bir evin salonu mu matild manukyan'ın bekleme odası mı anlayamazsınız. duvarlarında bir resim, köşede bir heykelcik, kütüphane rafları olan ev sayısı çok fazla değildir.

    eski evleri dolaştığınızda, günümüze kalan eşyalara bakınca o dönem insanlarının ihtiyaçlarına göre eşyaya biçim verdikleri anlaşılır. bunu yaparken estetik kaygı da gütmüşler. gerçi bunda azınlıkların etkisini yok sayamayız. çağımız türkleri ise satın aldıkları eşyaya göre biçim alıyor. insanın değil, eşyanın egemen olduğu evlerde oturur olduk.
    örneğin, eskilerin eşyaları sonraki nesiller tarafından saklanmaya değer görülmüştür. şimdi düşünün, torunlarımız bizden kendilerine kalan naylon tül perdeleri, çanak antenleri, kütahya porselen takımlarını, notebook'ları, cep telefonlarımızı, led tv'leri, nescafe kupalarını mı saklamaya değer bulacak bilmiyorum.

    ne diyeyim, belki de bütün bunlar kentllileşme sürecimizin bir evresidir.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap