46 entry daha
  • filmle ilgili kafası oldukça karışmışları şöyle alalım.

    --- spoiler ---

    denis villeneuve'un yeni filmi enemy'nin final sahnesi belki de''çekilmiş en ürkütücü final sahnesi'' olarak adlandırıldı. ürkütücülüğünün büyük bir kısmı ise başlangıçtaki açıklanamaz sahnelerinden kaynaklanıyor.

    filmle ilgili bir teorim var. enemy, bir erotik gerilim filmi ve ikizlik teması üzerine bir film olarak konuşuldu bunca zamandır - ki bu bahsedilen iki temayı da barındırıyor içinde- fakat bence filmin esas meselesi kişilerin farkında olmadan totaliter bir devlet rejiminin altında yaşaması. filmimiz, tıpkı invasion of the body snatchers filmi gibi fakat biz bu iki film arasındaki benzerliği enemy nin son sahnesine kadar farkedemiyoruz, tıpkı filmdeki kahramanımız adam gibi. bu bağlamda insan bedenini çalan yaratıklar, örümcekler oluyor.

    kahramanımız adam bell ile üniversitede totaliter devletin insanları nasıl bastırdığına dair ders verirken tanışıyoruz. romalılar eğlenceyi kullanıyor diyor ve bize 'ekmek ile sirkleri' hatırlatıyor. bu sahne bize filmin girişindeki erotik şov sahnesini hatırlatıyor. işte orada ilk örümceğimizi görüyoruz. anthony, adam'ın ikizi, bu tür şovlara gidiyor, ve sonraki sahnelerin birinde kaldığı apartmanın kapıcısından öğreniyoruz ki bu kapıcımız o şovu tekrar görmek için herşeyi yapmaya hazır (düşünün nasıl müptelası olmuşlar olayın). anthony'nin mesleği(aktörlük) de onu eğlence sektörüyle içli dışlı kılıyor. o da bu endüstrinin içinde yani.

    diğer taraftan adam ise eğlence sektörüyle pek arası olmayan biri. üniversitede tarih profesörü ki bu bize totaliter rejimin insanları bastırmasıyla ilgili verdiği dersi hatırlatıyor. ''sinemaya pek gitmezsin, değil mi? '' diye soruyor iş arkadaşı adam'a, durduk yere hemde. adam ise ''film izlemeyi pek sevmem'' diye yanıtlıyor. birbirini tekrar eden sahnelerde görüyoruz ki, gerçekten de adam'ın totaliter rejim hakkında ders vermekten, şarap içmekten ve kız arkadaşıyla seks yapmaktan başka bir işle alakası yok.

    fakat iş arkadaşı onu bir şeye doğru yönlendiriyor. adam iş arkadaşının durduk yere bu konuyu açmasının sebebini, iş arkadaşının kendisine bir film tavsiye edeceğini düşünerek ''birdenbire bu konuyu açınca bana bir şeyler önereceğini düşündüm.'' diyor. iş arkadaşının adam'a önerdiği film, adam'ın etrafında neler olup bittiğini anlamasında çok önemli bir yer tutuyor.

    filmin başlarında şehirde neler olup bittiğiyle ilgili incelikli ipuçları bulunuyor aslında. sokaklarda bulunan telleri gösteren alçak-açılı yavaş çekimler görüyoruz, ki oldukça fazla örümcek ağlarına benziyor bu teller:

    http://www.slate.com/…crop.promovar-mediumlarge.png

    adam bell'i, duvara grafiti ile 'bir iş adamının ırkçı roma selamı veren ' resminin yanından geçerken görüyoruz:

    http://www.slate.com/…crop.promovar-mediumlarge.png

    anthony, adam'ın kız arkadaşı mary ile kavga etmeye başlıyor arabada, '' adam(normal adam yani, filmdeki adam bell değil) olmadığımı mı düşünüyorsun?'' diyor ve bu kavga korkunç bir kaza yapmalarına sebep oluyor. bu esnada kamera yavaşça arabanın ön camındaki bir çatlağa yakın çekim yapıyor ki bu çatlak da bir örümcek ağını andırıyor:

    http://www.slate.com/…crop.promovar-mediumlarge.png

    daha belirgin ipuçları da var filmde, dev bir örümceğin şehrin üstünde yürümesi gibi. bu sahnenin bir benzeri filmin bir afişinde gözüküyor. ki o posterde örümcek özellikle anthony'nin resminin üstüne konulmuş.(posterdeki karakterin anthony olduğunu üstündeki siyah deri ceketten anlayabiliriz, adam asla bu tarz giyinmez çünkü.) anthony'nin filmin başındaki erotik örümcek şovununda görünmesi ile mary'nin anthony'i adam( karakter olan adam değil, normal bildiğimiz adam. bi daha yazmıycam bak) olmamakla itham etmesi sahneleri sonrasında villeneuve bize arabadaki çatlak camı gösteriyor - bize anthony'nin karısının bir örümceğe dönüşeceğinden veya hatta bir örümceğe hamile olmasından bahsetmiyor- . tüm bu olanlardan sonra anthony'nin aslında göründüğü kişi olmadığı oldukça aşikar.

    http://www.slate.com/…crop.promovar-mediumlarge.jpg

    filmdeki asıl ironi ana kahramanımızın bile, totaliter hükümetler üzerine bir uzman olmasına rağmen, şehri çevreleyen ı, iyice o ağın içine batmadan fark edememesi.filmin başlarındaki ders verdiği sahnede söylediği; totaliter devletler başarılı olurlar çünkü '' onlar her türlü 'bireysel ifadeyi' sansürlerler.'' ve ne zaman ki adam(kahramanımız olan) kendisinin tıpatıp bir ikizi olduğunu farkeder, işte o zaman tam olarak gerçekleşen şey şudur ki: bundan sonra asla bir birey olamayacaktır.(çünkü kendisinden bir tane daha var, ehehe)

    villeneuve ve senarist javier gullón'un sürpriz bir şekilde o homem duplicado dan bir örümcek istilası filmi gibi duran fakat esasında totaliter rejimi eleştiren( benim yorumlamama göre yani) bir film uyarlaması aslında tamamıyla tesadüfi değil.

    o homem duplicado romanının herhangi bir şekilde örümceklerin komplosu gibi şeyleri barındırmamasına rağmen, bu temalar jose saramago için oldukça önemli aslında. saramago 3 yaşında olduğu vakitler askeri bir darbe portekiz hükümetini devirir ve sonrasındaki 48 yıl boyunca saramago faşist bir rejimin altında yaşar.

    peki neden özellikle örümcekler kullanılmış filmde? bunun sebebini söylemek oldukça zor açıkçası. o homem duplicado romanında herhangi bir sekiz bacaklı yaratıktan bahsedilmiyor. fakat o ano da morte de ricardo reis romanında bir paragraf vardır ki saramago incelikli bir şekilde hazırlanmış metaforik bir kıyaslama yapıyor faşist polisler ile bu polislerin örümceklerle olan akrabalıkları arasında.

    peki, nerden geliyor bu örümcekler? adam'ın da bize filmde hatırlattığı üzere, neden faşist rejimler tarih boyunca tekrar ve tekrar ortaya çıkıyor? enemy bize, totaliter rejimi yaratmaya yönelik eğilimimizin insanın doğasından geldiğini söylüyor, içimizden geldiğini söylüyor. her şeyden sonra, adam'ın bile, sözde ikizlerden iyi olanı, son derece kusurlu bir karakter olduğu ortaya çıkıyor - kız arkadaşını satıyor ve başka bir kadınla aldatıyor, hatta daha önceki sahnelerden birinde kız arkadaşına tecavüz etmeye bile kalkışıyor-. film devam ettikçe görüyoruz ki adam, gittikçe anthony'e benziyor. filmiyle ilgili ağzını daima kapalı tutan villeneuve bile enemy hakkında şöyle diyor: '' bazen bilinçaltınızdan gelen dürtüleri kontrol edemezsiniz ya, ... işte o dürtüler içimizdeki diktatörlerdir.''

    --- spoiler ---
    not: alıntıdır ve çeviridir. ayrıca, emeğe saygı +rep.
205 entry daha
hesabın var mı? giriş yap