222 entry daha
  • babam içine dönük bir insandır. genel olarak çok sessizdir. nadiren konuşurken, başının alnından çekilircesine titremesine engel olamaz ve bu ne zaman olsa içme dokunur.
    biz çocukken hastalıklı biriydi. aklı fikri kumarda. evden annemin gündeliğe giderek kazandığı ve pazar alışverişini yapalım diye bıraktığı parayı kumar için aldığı zamanlar sanırım bizim o hafta ne yiyerek geçineceğimizi düşünmeyecek kadar hastaydı. ya da kışlık kömür parasını kumarda kaybettiğinde kışın bu çocukların götü donar mı diye düşünmezdi.
    buna rağmen annem ondan boşanamadı. ne zaman boşanmaya kalksalar evden gider, sonra da yarı ölü denecek kadar hasta bir yerlerde bulunurdu. sonra annem uğraşsın dursun hastane odalarından, gündeliğe. iyileşince boşanırız derdi. o zaman da babam sözler verir, yeminler ederdi. babamı başında kasketi, sırtında ceketiyle evden uzaklaşırken hatırlıyorum en çok. yaşlandıkça duruldu, sessizleşti, kumardan uzaklaştı. yaşlandıkça imana gelmedi ama pek çoğu gibi. anneme sorsanız hala imansız der. imansız ama babadır işte. bize yaşattığı onca kabusa rağmen severim onu. bakışlarında, duruşunda , sessizliğinde dünyayı ve kendini anlayamamış, biraz mahcup, biraz hüzünlü bir yan vardır.

    annemle her gün telefonda konuşuruz. babamla ise onun bu sessizliğinden dolayı telefonda konuşmak çok güç olur ve ancak anneme ulaşamadığımda onu ararım;

    -baba, nasılsın?
    -iyiyim.sağol.sen? (tek nefeste, robot modunda)
    -iyiyim baba. ne var ne yok? nasıl geçiyor günler? sağlığın iyi mi?
    -iyi.annen.güne.gitti. (yine robot modu)
    -tamam baba. görüşürüz. öpüyorum seni.
    -ben de.özledik.gel.artık. allah'a emanet ol. (telefon direk kapanır)

    bu ne zaman olsa bir garip oluyorum hala. hayatının büyük bir bölümünü, çocukluğunu geçirdiğin adamla konuşamıyorsun. belki de diyorum yaptıklarından utandığı için böyle. babam bitmeyen bir vicdan azabının gölgesinde mi yaşıyor?
406 entry daha
hesabın var mı? giriş yap