1 entry daha
  • 25. ankara film festivali kapsamında izleyip pek beğenmediğim film.

    dünyada su kıtlığı yaşanan bir gelecekte geçiyor olaylar. film susuzluğun ciddi bir sorun olduğu hissini veriyor başlarda fakat zaman geçtikçe herkesin zaten tertemiz elbiselerini giyip, tertemiz saçlarla gezindiğini görüyorsunuz. gerçekten de su kıtlığı olup olmadığını sorgulamaya başlıyorsunuz ve film her ne kadar size kuraklık ve susuzluğu sürekli söylese de inandırıcılığı olmadığını anlıyorsunuz.

    çok güzel kullanılacak bir konuyu yönetmenin başarısızlığına kurban etmişler gibi gözüküyor. ayrıca üç ana karaktere karşı da herhangi bir şekilde empati malesef oluşturamıyorsunuz. karakter gelişiminin hiç olmaması bunu daha da zorlaştırıyor. hikayede de filmin başlarında ve ortalarında apaçık verilen çoğu şeyin sonuca bağlanmadığını görmek hayalkırıcı olabiliyor.

    filmin belki de en güzel tarafı nicholas hoult'u doya doya izlemek ki kendisinin about a boy'daki o bıcırık olduğunu sonradan farkettim. kariyerindeki gelişimi takdir ettim valla. aynen bu şekil devam nichocum.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap