azad ziya eren
-
yağmurlu
kadını göz’ünden şairi güz’ünden bilirim tanrının
ayrıksılığın yoğ mu senin suları başka deyiş’li
çoğ müstesna kamarasıdır arsız yalnızlığın
martıların diyorum ya yalansız bi ayrı güzel
bilinmeyen dilleri olan martıların
boynu içinden ölümsüz ustalıkla eğilmiş
görünmeyen gözleri saltık, girilmeyen kalb’i arı
sesleri uzak ve beyaz şilepler gibi yağmurlu
yokluğunun karnında dalga desteleri aktüylü
kuyuya okyanus taşıyan her biri ten parçası
senin martıların yoğ mu gururu bi ayrı güzel
anlamın telâşı sarılmış kör bedenine
barbar rüzgârıyla testi’sinden sıyırarak
zihni zindanda, ufku tanrı berrağı boethius
meşe palamuduna sığdıran roma dolu aşkı
yaşlı çoğ yaşlı bir ağacın kabuğuyla çıtırdayan
apansız suların ağzındaki o ayartan ateşte.
a.z.e
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap