4 entry daha
  • yağmurlu

    kadını göz’ünden şairi güz’ünden bilirim tanrının
    ayrıksılığın yoğ mu senin suları başka deyiş’li
    çoğ müstesna kamarasıdır arsız yalnızlığın
    martıların diyorum ya yalansız bi ayrı güzel
    bilinmeyen dilleri olan martıların
    boynu içinden ölümsüz ustalıkla eğilmiş
    görünmeyen gözleri saltık, girilmeyen kalb’i arı
    sesleri uzak ve beyaz şilepler gibi yağmurlu
    yokluğunun karnında dalga desteleri aktüylü
    kuyuya okyanus taşıyan her biri ten parçası
    senin martıların yoğ mu gururu bi ayrı güzel
    anlamın telâşı sarılmış kör bedenine
    barbar rüzgârıyla testi’sinden sıyırarak
    zihni zindanda, ufku tanrı berrağı boethius
    meşe palamuduna sığdıran roma dolu aşkı
    yaşlı çoğ yaşlı bir ağacın kabuğuyla çıtırdayan
    apansız suların ağzındaki o ayartan ateşte.

    a.z.e
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap