74 entry daha
  • beklentilerim epey yüksek gittiğim için hakkıyla sevemediğim şehir. bir yandan ''aman bir şey kaçırmayayım'' endişesiyle araştırırken bir yandan da beklenti sahibi olmak kesinlikle bir dezavantaj. millet nerdeyse ''mezarımı porto'ya gömün!!'' modundayken bence 2 günlük keyifli ve romantik bir hafta sonu kaçamağı olmaktan öte değil.
    eğer ki porto'ya giderseniz;

    torre dos clerigos, şehre yukardan bakmanızı sağlayan bir kule. 2. kattan sonra daralan merdivenler ve giriş-çıkışların düzenlenmemesi sebebiyle epey trafik ve gerilim yaşıyor insanlar. çıktıktan sonrası panoramik ve güzel bir görüş sağlıyor.

    dom luis i köprüsü, gustave eiffel tarafından tasarlanmış ve üzerinde yaya trafiği olması güzel. şarap mahzenlerine giderken bu köprüden geçtik; akşamları güzel bir ambiyans yaratıyor.

    mercado do bolhao, şehrin küçüklüğü ve görülecek fazla yer sunmamasından ötürü prim yaptığını düşündüğüm bir pazar yeri. barcelona'daki mercato boqueria'yı şiddetle tavsiye ederim ancak burayı şehirde 1 gün bulunacaklar için zaman kaybı, 2 günü olanlar için zaman geçirmek için bir alternatif olarak niteleyebilirim.

    villa nova de gaia bölgesinde (şehrin karşı yakası, yürüyerek 10 dakika) şarap mahzenlerini gezin, tadımlar yapın, bu şehre ilişkin aklınızda kalacak en keyifli anlar bunlar olacak. mahzenler arasında taylor's, graham's ve ferreira en tavsiye edilenlerden. mahzenlerin özellikle ''late bottled vintage'' serileri çok başarılı. 20 yıl ve üzeri şaraplar konyak tadı veriyor ve ne kadar kaliteli olduklarını hissettiriyor. ancak tam anlamıyla şarap modundaysanız biraz ağır gelebilir. şarabı genelde peynirle eşleştirsek de burada çikolatayla da eşleştiriyorlar ve bademli çikolatası adeta damakta patlıyor, lezzet fırtınası oluşturuyor.

    şehrin bazı bölgelerinde ücretsiz wi-fi erişimi olması özellikle yurtdışı ziyareti için bir güzellik.

    gece hayatı çok eğlenceli. birbirine paralel sokaklarda mekanlar arasında mekik dokuduk ve çok eğlendik. burada önemli bir yere dikkat çekmek istiyorum. the gin house; hayatımda içtiğim en güzel cin tonik servisini yapıyor. mekanın ambiyansı ve profili de çok başarılı. barlar mojito konusunda da epey iyi, genel anlamda kokteyl konusunda gelişmişler denebilir.

    peki bu kadar içtikten sonra ne yemeli? kaça kadar açık olduğunu bilmemekle birlikte pedro dos frangos, bloglarda tavsiye edilen bir tavukçu. alkollü mideyi bastırmak için güzel ancak gün ortasında gidip de ''hımm ne de güzel tavukmuş'' diyeceğinizi sanmam.

    portekiz'e özgü meşhur tatlıları (pastel de nata, bolo de arroz, queijadinha) lizbon'da daha lezzetli olduklarını duyduğum için oraya sakladım.

    sözün özü, tatil kafasıyla bakarsak lizbon'dan daha eğlenceli ve tercih edilebilir olduğunu düşündüğüm şehir.
117 entry daha
hesabın var mı? giriş yap