57 entry daha
  • "allahü teâlâya tevekkül et, işini o'na teslim et. ibrâhim aleyhisselâm, allahü teâlâya öyle tevekkül etti ki, ateşe atıldığı hâlde cebrâil aleyhisselâm dâhil hiç kimseden yardım istemedi.

    cebrâil aleyhisselâm kendisine; "bir ihtiyâcın var mı?" diye sorunca, "sana yok, o'na var." dedi. "o'ndan iste." deyince, ibrâhim aleyhisselâm; "o hâlimi biliyor, o bana yetişir, istememe gerek yok." buyurdu.

    yûsuf aleyhisselâm, zindandaki arkadaşından yardım isteyince, rabbi kendisine; "âciz bir mahlûka dayandın ve başından geçenleri ona anlattın, ihtiyâcını ona söyledin. hâlbuki veren ve vermeyen benim. fayda ve zarar veren de benim."

    (ismail fakirullah)

    tevekkül tevhid'den bir şubedir ve oldukça yüksek bir idrak mertebesine denk gelir. kısacası, tevekkülü biz nasıl tanımlarsak tanımlayalım, iş laf ebeliğinden öteye gitmez.

    tevhidden nasiplenmeyen kişi, kendi nefsine, cüzi kuvvetine dayanmaktan başka yol bulamaz. bu durumda ona gelen hitap şudur:

    17. sağ elindeki nedir ey musa.

    18. musa: "o benim âsâmdır, ona dayanırım, onunla davarıma(bedenime) yaprak silkerim, ondan daha birçok işlerde faydalanırım" dedi.

    19. allah, “onu yere at ey mûsâ!” dedi.

    20. mûsâ da onu attı. bir de ne görsün! o, hızla sürünen bir yılan olmuş!

    bu ayetlerde cüzi nefsi terketmenin gerekliliğine işaret ediliyor çünkü küllileşmemiş bir nefs, testiyi kırıp okyanusa dökülmemiş bir nefs, şerli, karanlık ve şeytani bir varlıktır. dolayısıyla "yılan" sembolü ile temsil edilir.
107 entry daha
hesabın var mı? giriş yap