113 entry daha
  • eğer işin şekli kısımlarına takılmayıp özüne nazar edecek olursak, gerçekte eğitimin bir usta-çırak ilişkisi veya sohbetinden ibaret olduğunu görürüz.

    dikkat edin, bir tıp fakültesi öğrencisi bile neticede tecrübeli hekimlerle bir nevi sohbet gerçekleştirdiği için zaman içinde yetişiyor ve kademe kademe hocalarının yeteneklerini kazanıyor.

    modern eğitimin ayrılmaz unsurları olan kitap, materyal, sınav vs. unsurlar ise, seri/kitlesel üretime yönelik yapılmış düzenlemeler. bu sistemin fabrikadaki montaj hattından farkı yok. amaç kısa zaman içinde daha çok üretim yapmak, insan yetiştirmek. bu sistemin insani özellikleri törpülemesi ve yabancılaşmaya yol açması ise ayrıca ele alınması gereken bir mevzu.

    tıptan mühendisliğe, marangozluğa, araba tamirciliğine kadar mesele hep aynı. çırak ile ustayı karşı karşıya getir, çırak zaman içinde ustanın kabiliyetlerini kazansın...neredeyse bunun hiç istisnası yok. insanoğlu için işler böyle yürüyor.

    her işte böyle de, dinde farklı mı sanki?

    ama nedense insanlar bu gerçeği anlamıyor, anlamak istemiyor. tutturmuşlar "kuran'daki din, kuran'daki islam" diye...kuran'ı okuyup islam'ı öğreneceğini zannediyor.

    mesele kuran'ı okumak değil, onun vaz ettiği ahlaka bürünebilmek, yürüyen kuran, canlı kuran olabilmek. işte islam ancak böyle bir şahıstan öğrenilebilir.

    kuran, ayet diye zırvalayıp sonra da, islam ahlakına hiç uymayan, gayri ahlaki davranışlar sergileyen kimselerin söyledikleri ciddiye alınabilir mi? bence alınmaz çünkü bunların bakara-makara diyenlerden özde farkı yoktur.
245 entry daha
hesabın var mı? giriş yap