233 entry daha
  • sanırım, dizi devam ederken finalinin dışarıya sızmasıyla senaryosu tamamen değiştirilmiş ilk ve -belki?- tek diziydi.

    efenim, 2003 yılıydı. o sene çok kötü geçti. ekşi sözlük yazar alımı yapmadı. doğru düzgün video oyunu çıkmadı. akp, tüm sene boyunca "ırak'a müdahale" eyyamcılığı yaptı (bugünkü duruma bakıp, "aa niye böyle oldu akp, anlam veremedik!" diyenlere duyrulur). televizyada ise, bahar ilen seymen ağa'nın fırtınalı aşkı vardı. aslında sadece oyuncular değil, kamera arkasındakiler de yıldızlar topluluğuydu. yönetmen, çağan ırmak. yapımcı, abdullah oğuz. senarist, meral okay. neyse asıl konumuza gelelim.

    öncelikle, diziyi izlemeyenler yani öyle ya da böyle kurguyu hatırlamayanlar okumasın. hem spoiler vermek suçundan zopa yemekten çekiniyorum, hem de "ne diyo lan bu" tepkisi verebilirsiniz. gene de, belli başlı olayları aklımda kalanlar ile özetleyelim.

    seymen ağa, bahar'a tecavüz ettiğinden (ya da tecavüze yeltendiğinden, pek hatırlayamadım) dolayı vicdan azabı çekmektedir. ve bu yüzden arabasını hiç tanımadığımız diyarlara sürer. anladığımız kadarıyla, hududu (türkiye) aşmıştır ve mayınlı araziden geçer. araba patlar ve 1. sezon bitmiş olur.

    2. sezonda öğrendiğimize göre mardin'miş orası. seymen ağa'yı bulur köylüler ve evlerine getirirler. seymen ağa yaşıyordur! sanırım iki kör kadın ve uhrevi kadın dicle bi şekilde tedavi ederler adamı. zaten bu bölümler çok konuşulmuş ve cin girişimciler "seymen ağa'yı iyileştiren merhem" diye zottirik şeyler bile pazarlamıştır reel hayatta. bi de, dicle çırılçıplak soyunup mumya halindeki adamın yanına yatmıştı da, yanımızda anne-baba olmasa peçeteler hazırlanacaktı.

    sonra işte o oldu, şu geçti, bu bilmemne derken geldik dizinin finalineee.. bahar habire bayılıyordu, son bölümde öğrendiğimize göre kendisi lenf kanserine yakalanmıştır ve türkiye hudutlarında tedavisi yoktur! bildiğim kadarıyla, dizinin standartlarına göre dahi, inanılmaz duygu sömürüsü ve yapış yapış ağlak geçen sahnelerle birlikte bahar ilen seyman ağa "hikayenin başladığı yere", yani travis bickle'ın memleketi niyork'a gitmeye karar vererek veda ediyordu beyaz cam'a.. soooracıma ekim'de asmalı konak hayat filimiyle birlikte tamamen final yaptı. şurası önemli ki, filim, dizinin genel akışına tamamen aykırıydı ve hiç de hayran bırakmayan psikolojik gelgitlerle bissürü alternatif finaller sunuyordu izleyicilere.

    hah, işte dananın kuyruğunun koptuğu yer burası. hem gereğinden fazla uzattım. dizi senenin ilk yarısı boyunca, benim bu sakız gibi uzatmamdan da fazla çok konuşuldu. gerçekten de.. twitter olsa, her pazartesi akşamları tt olur, facebook olsa "kuzişimle led ekranda asmalı konak keyfi ;)" gibisinden paylaşımlar görürdük. wayback machine imkan verse, ekşi'de bilem pazartesi akşamları ve finalde girilen entari sayısına bakabilirdiniz. şimdi de bakarsınız ama terketti çoğu kişi işte. nihat genç bilem dizi biter bitmez zehir zemberek yazı döşemişti leman'da.. ancak, en ilginci ise şu: itiraf.com'da spoilerlar dönmeye başladı ve dalga dalga yayıldı (bkz: asmalı konak/@agharta). şimdi baktım, en sonunda buldum.

    bi itirafta şöyle diyor:
    "site sakinlerinin en gözde dizisi olan asmalı konak'ın sonunu öğrenmek isteyenlere duyurulur. aslında seymen arabasıyla mayınlara girdiğinde ölmüş. o bölümden itibaren bugüne kadar seyrettiklerimiz bahar'ın akıl hastanesinde kafasında canlandırdıklarıymış. dizinin sonu sinema filmi olacakmış. yani bunu öğrenmek için sinemaya gitmek gerekecekmiş."

    diğer itiraf ise,
    " asmalı konak'a dair benim duyumumsa dizinin sonunda hayat bebeğin öleceği, seymen'in bahar'ı terk edip dicle ile evleneceği şeklinde. son bölümün sinema filmi olacağı doğru. zaten bunu duymayan kalmamıştır herhalde. asmalı konak çok yakında biteceğine göre itiraf.com olarak favori gösterebileceğimiz diziler hakkında düşünmeye başlayalım. bakarsınız sitesahibi yakında itiraf.com ödülleri dağıtmaya başlar. bizim de katkımız olur."

    birinci itiraf, aslında muhtemel öz senaryoya daha yakın çünkü seymen ağa 1. sezonun ortalarında bi araba kazası geçirmişti zaten. daha doğrusu, yanında çalışanlardan biri ihanet etmiş ve frenlerini bozmuştu arabanın. bunu duyan bahar da bebeğini düşürmüştü. sezonun sonunda tekrar benzer bişeyin olması ise biz seyircilerde "öeehh" etkisi yaratmakla kalmadı, yaşadığını öğrendiğimizde (mayınla havaya uçtu herif!) ise "eheh dokuz canlı seymen" espirileri dahi yapılmıştı. öyleydi gerçekten. ayrıca, o ilk bölümlerde tuhaf tuhaf şeyler oluyordu. yani, ne bileyim karakterler ortada fol yok yumurta yokken birbirlerine patlıyorlardı, dicle'nin peygambervari yetenekleri iyice korkutucu hal almıştı falan.. burada da yazıldığı için söyleyeyim, bu senaryoya dair en güçlü ipuçlarından biri şu: bahar ile ablası tartışıyorlar ve ablası bahar'a en sonunda "evet, sen kendine işkence eden ve bundan zevk alan bir nekrofilsin" (!!!!1!) diyordu (bkz: asmalı konak/@kaamos). hö? nekrofil?

    ikinci itiraf ise, pek gerçek gibi durmasa da asmalı konak hayat'ı izleyenler yani alternatif finalleri az buçuk bilenler için çok da şaşırtıcı gelmeyeceği için üzerinde durmayacağım.

    aslında bu şekilde, yani birinci itirafa göre devam etse idi, gerçekten de hayli ilginç olurdu. ve size neyi hatırlattı? leyla ile mecnun'un finali'ni değil mi? ve maalesef onu da göremedik ekranlarda.. "ya aslında her şey ama her şey rüyaymış/kabusmuş/halüsinasyonmuş" gibi fantastik öğeler ile neredeyse hiç karşılaşamadı dizilerimiz. yazık olmuş.
74 entry daha
hesabın var mı? giriş yap