276 entry daha
  • 2 sene önce, çeşme'den istanbul'a dönüyoruz. 5 harika gün geçirmişiz, zaten psikolojimiz istanbul için henüz hazır değil, üzgün bitkin bindik akşam uçağına, bekliyoruz kalksın diye. neyse uçak taksi yoluna girmeye başladı bi yandan da giderek hızlanıyor. uçağın ön taraflarından "durdurun uçağı hemen durdurun diyorum size" diye çığlıklar kopmaya başladı bir anda. haliyle ciyak ciyak bağıranların üzerimize saldığı ağır çığlık bulutları yüzünden bir tabanca efendime söyliim bıçak falan çekildi sandık. ben de en arkada oturduğum ve boyum ancak 162cm olduğundan mütevellit her ne kadar susam sokağındaki kırpık gibi sepetimden kafamı çıkartıp olayı anlamaya çalışsam da bir türlü göremedim neler döndüğünü.

    merakla geçen birkaç dakikadan sonra olayın özetinin şu olduğunu öğrendik: 15 yaşında yağız bir delikanlımız annesi ile birlikte uçağa biniyor fakat kendisinin ilk uçak deneyimi. annesine önce anne bu cam açık böyle nasıl gidicez gibisinden sorular yöneltiyor. annesi her ne kadar yok oğlum cam açık olur mu hiç bak elini vur tık tık ses geliyor diye ikna etmeye çalışsa da çocuk bir anda panik atak geçirmeye başlayıp "ben inicem ölmek istemiyorum cam açık gidemem" diye isyanı basıyor. halüsinasyon mu gördü artık ne yaptıysa...
    velhasıl kelam yolcunun kendi isteğiyle uçağı terk ettiğine dair formalite kağıtları falan dolduruldu, bagajlar indi derken uçağımız 1 saat gecikmeli kalktı. gecenin bir yarısı istanbul'a geldik, ertesi gün işe gittik, uykusuzluktan yorgunluktan ağzımıza sıçıldı anlayacağınız.

    hala da merak ederim, o çocuk bir daha uçağa binebildi mi, bindiyse bu defa hangi canavarlarla baş etmek zorunda kaldı, superman gelip onu kurtardı mı diye...
225 entry daha
hesabın var mı? giriş yap