114 entry daha
  • sene 94 filan. şimdiki nesil bilmez kredili sistem diye rezil bir sistem getirilmişti liselere o dönem. lise 1 ilk dönem genel dersleri okuduktan sonra ikinci dönemde fen bilimleri-türkçe matematik-sosyal bilimler gibi bölümlerden birini seçip hayat yolunu çiziyordun. ders kredisi topluyordun filan falan.

    ben de başarılı bir öğrenciyim. üstelik gelecekte yapmak istediğim ne kadar meslek varsa hepsi türkçe matematik ve fen bölümünde var. neyse benim sevdiğim kız da sosyal bilimlerden devam etmek istedi yoluna bense fen bölümünden yana yaptım seçimimi. ve tabi yollarımız ayrıldı. sadece teneffüslerde görüşüyorduk. bu bana yetmeyince ve her an gözümün önünde göremeyince ben duramadım ve idâreye gidip "hocam ben sosyal bilimlere geçmek istiyorum" dedim. geçirdiler. bir hafta sosyal bilimler okuduktan sonra geleceğimi düşünüp "hocam yok ben fen bölümüne geçmeliyim" dedim. yine geçirdiler. bu böyle birbuçuk ay gitti. aşk aklıma gelince sosyal bilimler, mantık aklıma gelince fen bölümüne geçiyordum. içim gidiyordu onu sosyal bilimler bölümünde görünce. gözlerimiz kilitleniyordu ve çok üzülüyordum.

    ben bir hafta orda, bir hafta burda olunca en sonunda hocalar çok ciddi uyarı yapıp korkuttular beni ve ben kala kala sosyal bilimler bölümünde kaldım.hayatımın en iğrenç kararını verdiğim kendi geleceğimle oynadığım gündü o gün. gerizekalı bir aşk uğruna geleceğimi satıvermiştim. üstelik o kadar da uyarmıştı hocalarım beni yanlış karar verdiğim için

    ben bu kızla birlikte sosyal bilimleri bitirdim. derslere çalışmazdı bir güzel de kopya verirdim ona ki birlikte mezun olalım diye. derken okulu bitirdik ve ne oldu dersiniz? bir daha beni aramadı...

    ve aradan bir 5 yıl sonra ortak bir arkadaşımız vesilesiyle tekrar görüşmek zorunda kaldık. beni gördüğünde tanımayamadı istiklâl caddesinde. kendimi tanıtınca hafiften bir şok geçirdi. kafa önde ve utanıyordu tabi. derken tekrar bir şeylerin olmasını ister hâli vardı ve ağzından o baklayı çıkardı "senin böyle yakışıklı olacağını bilseydim seni hiç bırakmazdım" dedi bana. candan erçetin'in o umursamaz yan gülüşü var ya o geldi aklıma bir an. hafif tebessüm edip kalktım masadan ve gittim.

    bana yolladığı tekrar başlamayla ilgili salak salak mesajları da fayda etmedi ve tekrar kendimle oynatmadım. keyfini çıkardım o günün.

    o günden sonra çok şükür batmadım yine kendi yolumu buldum ama şu an hiç istemediğim bir işi yapmamda o olayın çok büyük etkisi var. bazı derslerin etkisi hayat boyu bitmiyor işte. ben o gün en büyük dersi aldım hayatta.

    sakın ama sakın ne kadar aşık olursanız olun ipleri bırakmayın. ha evet insanoğlu maalesef hazır yaşanmış tecrübelerden ders almaktansa kendisi birebir yaşamak istiyor. biliyorum faydası olmayacak ama kim bilir belki birilerine ulaşır bu nasihatim.

    edit: imlâ ve cümle düşüklüğü düzeltmesi.
493 entry daha
hesabın var mı? giriş yap