the loft

• kesinlikle çok beğendiğim film. ama filmi izledikten sonra düşündüğüm bir şey var:
  
  --- spoiler ---
  
  luke, başından beri vincent'a aşık olduğunu düşündüğüm için beni art arda iki defa ters köşeye yatıran luke, sarah'yı seviyor, tamam. peki, vincent'a tuzak kurmadan sarah'yı elde edebilir miydi, o akşam kızı teselli ederken? "teselliler konusunda kendimi çok geliştirdim" tarzındaki lafına bakarsak, bence kadını elde edebilirdi. peki, uğruna karısı tarafından terk edildiği kadını elde etme şansı varken, neden onu öldürüp vincent'a tuzak kurdu? kız onu o akşam reddetmemişti.
  
  ayrıca vincent'a tuzak kurmak için illa onu polise teslim etmesi gerekmiyordu. kamera kayıtlarını diğer üç arkadaşa gösterip arkadaşlarını vincent'ın üzerine salabilirdi. o sırada kendisi de sarah'yla birlikte san diego'da mojito'larını yudumluyor olabilirdi. veya ne bileyim, zenginler daha pahalı bir şey içiyorlarsa onu içerlerdi. fakirim ben, mojito'dan yukarısını bilmiyorum. (ama mojito'nun "mohito" diye okunduğunu biliyorum, heheyt.)
  
  hadi yine de sarah onu o akşam reddetti diyelim, öyle varsayalım. yine de bu, sevdiği kadını öldürüp (veya buna teşebbüs edip) arkadaşını polise teslim etmek için geçerli bir sebep olur muydu? olsaydı, sarah onu ilk reddettiğinde yapardı bunu luke. o zaman da, tekrarlıyorum, sarah'yı öldürmek yerine kamera kayıtlarını arkadaşlarıyla paylaşırdı.
  
  özetle, luke'un "motive"i, nereden tutsak elimizde kalıyor.
  
  --- spoiler ---
  
  ama şu da var... yazarlık hocam (evet, en dandiğinden ve en amatöründen de olsa senaristim, heheyt.) şunu der: iyi bir yapıt, açıklarını eser sergileniyorken vermez. yani demem o ki (veya hocamın demesi o ki) bunu film sırasında değil, filmden sonra düşünmüş olmam eserin iyi bir yapıt olduğunu değiştirmiyor.